30 Eylül 2013 Pazartesi

İHRACATTA 'SANAYİ' PAYI DÜŞÜYOR

İSTANBUL - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2011 sonu itibariyle ihracat rakamlarını açıkladı. Bu rakamlar, daha sonra TÜİK'in tespitlerine göre revize edilecek. Bununlar birlikte ihracatta hangi sektörlerin payını artırdığını, öne çıktığını; hangilerinin, ihracatını miktar ve değer olarak artırsa da toplam ihracat içindeki payının gerilediğini ortaya koyuyor.
TİM rakamlarına göre 2002 - 2011 arasındaki 10 yıllık dönemde, ihracat içindeki payını en çok arıtan ilk üç sektör, 'makine ve aksamları', 'Kimyevi maddeler ve mamulleri' ile 'madencilik' sektörü oldu. Bu üç sektörden ilk ikisi, 2011 yılında değer bazında sektörel sıralamada da birinci ve üçüncü sırayı aldı.
'Makine ve aksamları' sektörünün toplam ihracat içindeki payı 2002 yılında yüzde 2.9. Geçen yıl sonu itibariyle ise yüzde 6.24. Payındaki oransal artış yüzde 115.2 düzeyinde. Aynı şekilde ikinci sırada yer alan 'kimyevi maddeler ve mamulleri' sektörünün payı da yüzde 7.4'ten yüzde 12.15'e yükselmiş. Payındaki oransal artış yüzde 64.2 düzeyinde. Madencilik sektörünün toplam ihracat içindeki payında da yüzde 51.6 artış olmuş.
Tekstilin payı yarı yarıya azaldı
İhracat değeri bazında hala lokomotif sektörler içinde yer alan hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünün toplam ihracat içindeki payında yüksek oranda gerileme var. Bu sektörün 2002 yılında toplam ihracat içindeki payı yüzde 25.4 düzeyinde. 2011 itibariyle payı yüzde 12.03'e gerilemiş. Payındaki oransal gerileme yüzde 52.6 düzeyinde.
Tekstilde de durum aynı. Bu sektörün ihracat içindeki payı 2002 yılında yüzde 8.2, 2011 yılı itibariyle payı yüzde 5.91.
Yüksek ihracatı dolayısıyla da önem taşıyan elektrik ve elektronik sektörünün payında da gerileme var. Bu sektörün ihracat içindeki payı son 10 yılda yüzde 9.6'dan yüzde 7.96'ya düşmüş.
Ayrıca, tütün, deri ve deri mamulleri, kesme çiçek, kuru meyve ve mamulleri, fındık, çimento gibi başka önemli sektörlerin de ihracat payında gerileme gerçekleşti. 2002 - 2011 arasında toplam 10 sektörün ihracat içindeki payı gerilerken, 14 sektörün payı artmış.
İhracatın değerine göre sektörler sıralandığında otomotiv birinci sırada yer alıyor. Bu sektör 2002 yılında 2 sıradaydı. 2002 yılının birinci sırasında yer alan hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünün 2011 yılı sıralamasındaki yeri ise üçüncülük oldu. Otomotivdeki gelişme son birkaç yıldır biliniyordu. Ancak ihracat artışı açısından asıl dikkat çeken sektörlerin başında kimyevi maddeler ve mamulleri geliyor. Bu sektör 2011 yılı ihracat değerlerine göre hazırgiyim ve konfeksiyonu yaklaşık 100 milyon dolarlık ihracat farkıyla geçmiş bulunuyor.
Çimentoda dikkat çeken gelişme
2002 - 2011 yılı arası sektörlerin ihracat gelişmeleri incelendiğinde dikkat çeken bir başka sektör de Çimento ve diğer toprak ürünleri sektörü. Bu sektör, en çok ihracat yapan sektörler sıralamasında 2002'de 7'nci sıradaydı. 2011 yılında beş basamak gerileyerek 12'nci sıraya düşmüş. Sıralamada en çok basamak atlayan üç sektör; kimya, halı ve makine sektörleri. İhracat miktarına göre sıralamada 2002'ye göre en yüksek gerileme gösteren üç sektör ise çimento, deri, gemi ve yat sektörü, meyve ve sebze mamulleri.
Milyar dolarlık 21 sektör
2002 yılında, ihracatı 1 milyar doları geçen 9 sektör vardı. 2011 yılı tablosunda 21 sektörün ihracatı 1 milyar doların üzerinde. 2002 yılında ihracatı 10 milyar doları geçen sektör yok. 2011 yılında ihracatı 10 milyar doların üzerine çıkan 5, 20 milyar doları geçen (otomotiv) bir sektör bulunuyor.
Son 10 yılda 10 sektör 'milyar dolarlık sektörler' arasına girdi. Bu  sektörler şöyle: Ağaç mamulleri orman ürünleri, deri, maden, fındık, yaş meyve sebze, meyve sebze mamulleri, kuru meyve ve mamulleri, halı, canlı hayvan su ürünleri ve mamulleri.
Sanayinin payı gerilemiş

TİM rakamları ana sektörler itibariyle de ilginç sonuçlar gösteriyor. Örneğin, sanayi sektörünün payı 10 yılda gerilemiş, toplam ihracat içindeki payı yüzde 85.5'ten yüzde 82.88'e düşmüş. Payındaki gerileme yüzde 3.1 oranında. Sanayinin bu  pay kaybı tarım ve madenciliğe gitmiş. Madenciliğin toplam ihracat içindeki payı yüzde 1.9'dan yüzde 2.88'e, tarımın payı yüzde 12.6'dan yüzde 13.29'a yükselmiş.


28 Eylül 2013 Cumartesi

"YENİLİKTE MÜKEMMELİYET (EXCELLENCE İN INNOVATİON) ÖDÜLÜ'NE HAK KAZANDI.

Borusan Makina'dan yapılan açıklamada, Borusan Makina  Kazakistan'ın, yedek parça takip sistemi yenilikçi Product Link teknolojisiyle bölgede kalıcı ve uzun soluklu yatırımlarına devam edeceğini bir kez daha göstermiş olduğu belirtildi.
BorusanMakina  Kazakistan Ülke Direktörü Özgür Günaydın da konuya ilişkin değerlendirmesinde, şunları kaydetti:
"Kazakistan'daki müşterilerimize periyodik bakım anlaşmalarından, geniş kapsamlı toplam bakım onarım anlaşmalarına kadar geniş bir yelpazede hizmetler sunmaktayız. Krize rağmen bölgedeki yatırımlarımızı durdurmadık. Karaganda'daki Komponent Yenileme Merkezi (CRC-Component Rebuild Center) inşaatımız devam ediyor. Bunun yanı sıra Kazakistan'daki bütün tesislerimizde CAT'in standartlarına uygun olarak servis hizmetlerimize devam ediyoruz. Varvarinskoe madeninde bulunan tesisimiz bu değerlendirmeler sonucunda, en üst seviye olan 5 Yıldız seviyesine ulaşmıştır. BDT ülkelerinde bu seviyede olan tek tesistir. 2008 yılında yine BDT ülkelerinde tek olan S.O.S. yağ analiz laboratuvarını kurduk. Bu laboratuvarda iş makine leri komponentlerinin, motorların yağ analizleri yapılmakta ve muhtemel arızalar oluşmadan tespit edilebilmektedir. En son yaptığımız Product Link araç takip sistemimiz ise geniş makine parkı olan şirketlerin yedek parça stok ve yönetim maliyetlerini azaltmayı hedefliyor. Tüm bu yatırımlarımızın iki yıl üst üste Am-Cam (American Chamber of Commerce) tarafından Yenilikte Mükemmeliyet (Excellence In Innovation) ödülünü kazanması bizleri tarifsiz ölçüde heyecanlandırıyor."
Şirket CAT markası dışında Kazakistan ve Kırgızistan'da Terex maden ekskavatörleri, Metso kırıcıları, Kenworth kamyonları ile AGCO Challenger tarım makinelerinin temsilciliğini de yapıyor.

Verilen bilgiye göre, Kazakistan'da 22 lokasyonda faaliyet gösteren Borusan Makina Kazakistan, 400'e yakın çalışanı ile madencilik, genel inşaat, tarım, güç sistemleri iş kollarında ünite satış, yedek parça ve servis hizmetlerini Kazakistan'ın her köşesinde devam ettiriyor.


ÜSKÜDAR METROSU

Anadolu Yakası’nın ikinci metro hattı Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy-Sancaktepe Metrosu’nda çalışmalar 1800 kişilik bir ekiple 24 saat sürüyor. Yerin 25-30 metre altında aralıksız devam eden çalışmalar kapsamında tünel kazılarında sona yaklaşıldı. 38 ayda tamamlanması planlanan hat, dünyanın en hızlı yapılan metrosu olma özelliğini de taşıyor. Projede, metro istasyonların peron tünellerinin beton kaplama işi de başladı. Yamanevler İstasyonu’ndan başlayan peron tünelleri beton kaplama işi eşzamanlı olarak bütün istasyonlarda başlıyor. 12 metre olarak yapılan beton kalıplarda 20 ton demir ve 100 metreküp beton kullanılıyor.. 16 istasyonla Üsküdar, Çekmeköy, Sancaktepe ilçelerini birbirine bağlayacak olan 20 kilometrelik metro hattı, Taşdelen ve Sultanbeyli üzerinden Sabiha Gökçen Havaalanı’na kadar uzatılacak. İstasyonlardaki çalışmaların 1 yılda tamamlanması planlanıyor. Proje tamamlandığında Sancaktepe’den metroya binen bir yolcu Ümraniye’ye 12,5 dakikada, Üsküdar’a 24 dakikada, Yenikapı’ya 36 dakikada, Taksim’e 44 dakikada, Hacıosman’a 68 dakikada, Atatürk Havalimanı’na ise 71 dakikada ulaşabilecek.

27 Eylül 2013 Cuma

HMF-HYUNDAİ ORTAKLIĞI

HMF Makina’nın dünyadaki ilk distribütörlerinden biri olduğu Hyundai İş Makinaları, bu yıl Türkiye’deki 20. yılını kutluyor. Türkiye’de kendi alanında bilinirliği en yüksek seviyedeki markalardan biri olan Hyundai İş Makinaları, 20 yıldır Türkiye’nin inşasında görev alıyor. 
Hyundai İş Makinaları’nın Türkiye’deki temsilcisi HMF Makina, 17 Eylül Salı gecesi, Hyundai İş Makinaları’nın Türkiye’deki 20. yılını kutlamak üzere bir davet düzenledi. HMF Makina ve Hyundai İş Makinaları arasında uzun yıllardır devam eden başarılı işbirliğinin de kutlandığı geceye HMF Makina çalışanlarının yanı sıra bayileri, müşterileri ve iş ortakları da katıldı. Geceye katılmak üzere Türkiye’ye gelen Hyundai Heavy Industries Başkan ve COO’su Byeong-Ku Choe yaptığı konuşmada “HMF ve Hyundai Heavy Industries arasında 20 yılını dolduran güçlü ortaklığımız için tebrik ve takdirlerimi iletiyorum. Ortak anlayışımız ve karşılıklı güven sayesinde 20 yıldır bu ortaklığı devam ettiriyoruz. HMF, dünyadaki en iyi distribütörlerimizden birisi olarak, Hyundai Heavy Industries ile verimli ve başarılı bir ortaklığı gerçekleştirmek için tüm yetkinliğe ve müşteri odaklı, etik ve güvenilir stratejilere sahiptir” dedi. Konuşmasında Kore Savaşı’nda Türkiye’nin ülkesine verdiği desteğe de değinen Choe, “Sizlere, fedakarlıklarınızdan ve yardımlarınızdan dolayı minnettarız ve hep hatırlayacağız” dedi. 
Gecede söz alan HMF Makina Genel Müdürü Tamer Öztoygar ise, “HMF Makina olarak, Hyundai İş Makinalarının ilk distribütörlerinin arasında yer alıyoruz. Uzun yıllardır kurduğumuz güçlü satış ve satış sonrası hizmet ağımızla müşterilerimize Hyundai İş Makinalarını ulaştırıyoruz. HMF’nin etkin satış kadrosu ve servisi ile Hyundai araştırma geliştirme merkezi arasındaki güçlü iletişim sayesinde, Türkiye pazarı için iş makinaları tasarlandı ve üretildi. HL780-9 Marble ve ilk olarak Türkiye’de kentsel dönüşümde kullanılmak için üretilen R380LC-9 Demolition bunun en güzel örnekleri oldu” dedi. Öztoygar sözlerine şöyle devam etti: “HMF – Hyundai, iş makinaları sektöründe, Türkiye’de bilinirliği en yüksek seviyede olan markalardan biri konumunda. Uzun yıllardır kendi ürün gruplarında toplam satış adetlerinde ilk 3’te olmayı başarabilmiş bir marka. Önümüzdeki yıllarda da artan pazar payı ile pazar liderliğini hedefliyor ve bulunduğumuz tüm pazar pazarlarda lider konuma gelmek için çalışıyoruz. Hyundai İş Makinaları ile birlikte hem Türkiye’de sunduğumuz model alternatiflerini arttırıyor hem de yeni ürün gruplarını hızla Türkiye pazarına sunuyoruz. Geçtiğimiz aylarda Hyundai toprak ve yama silindirleri ve Türkiye’deki kentsel dönüşüm çalışmaları için yıkım ekskavatörü ilk kez bu yıl pazara sunuldu. “Misafirlere Made in Korea kitabı hediye edildi” 
Gecede, ayrıca, Hyundai İş Makinaları’nın Türkiye’deki 20. yılı anısına, HMF Makina tarafından Türkçe’ye çevrilen, Hyundai’nin kurucusu Chung Ju Yung’un sıra dışı biyografisinin kaleme alındığı “Made in Korea” kitabı davetlilere hediye edildi. Kitap, Chung Ju Yung’un Hyundai’yi kurmasının ve Güney Kore’nin, Chung gibi girişimciler sayesinde büyümesinin ve gelişiminin hikayesini anlatıyor. Kitap, HMF’nin, 20 yıllık haklı gururunun bir simgesi olarak 20. yıl anısına özel olarak hazırlandı. 

Önümüzdeki yıllarda da Hyundai bekoloder ve greyderlerin pazara sunulmasını planlıyoruz.”
Konuşmalar ve plaket törenin ardından sahneye çıkan Işın Karaca konuklara doyumsuz bir müzik ziyafeti yaşattı. Hyundai Heavy Industries Başkan ve COO’su Byeong-Ku Choe ve HMF Makina Genel Müdürü Tamer Öztoygar’ın 20. yıl pastasını kestiği gece müzik ve eğlence ile son buldu. 

26 Eylül 2013 Perşembe

TÜRK MÜHENDİSLER

Türk mühendisleri, yollardan sökülen asfaltların geri kazanımında dünyada bir ilke imza attı. Asfalt sektöründe Bursa'da faaliyet gösteren Simge Group bünyesindeki E-MAK, sökülen asfaltların yüzde 100 geri kazanımına imkan sağlayan makine geliştirdi.
RAtech 3 Angle Geri Dönüşüm Plenti adı verilen makine, asfalt üretiminde yüzde 50 yakıt tasarrufu sağlayan Simge Challenger ve çevreci makine Green Type ile birlikte dünyanın en entegre asfalt fabrikası olma özelliğini taşıyor. Fabrika, Nisan ayında Almanya'nın Münih kentinde yapılacak BAUMA Fuarı'nda görücüye çıkacak.
Simge Grup bünyesindeki E-MAK'ın, BAUMA 2010'a katılacak olan tam entegre plentleri "Simge Challenger", "RAtech 3 Angle" ve "Green Type" aslaflt plentlerinden oluşuyor.
Bu sistemler Avrupa Birliği, Amerika, Çin, Güney Kore ve Japonya gibi dünyanın önde gelen endüstriyel ülkelerinden patentli buluşlar olma özelliği taşıyor.
Simge Grup Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Nezir Gencer, düzenlediği basın toplantısı ile "Tam Entegre Geri Dönüşümlü Asfalt Fabrikası" adı verilen fabrikayı tanıttı.
Kendi tasarladıkları geri dönüşüm sistemli entegre asfalt fabrikasının Münih'te yapacak fuara 40 TIR'la taşınacağını belirten Gencer, fabrikanın 800 tonluk ve 32 metre yüksekliğindeki devasa plentlerden oluştuğunu kaydetti.
Fiyatı 5 milyon Euro olan fabrikanın sadece fuar alanına taşınma maliyetinin 240 bin Euro olduğunu vurgulayan Gencer, sektörde dünyanın 3 büyüğünden biri olduklarına ifade etti.
Gencer, plentler hakkında şu bilgileri verdi: "Simge Challenger, asfalt üretiminde yüzde 50 yakıt tasarrufu sağlıyor. RAtech 3 Angle Geri Dönüşüm Plenti ise eski asfaltların yeniden kullanılmasına yönelik bir sistem. Çünkü sökülen asfalt sadece asfalt olarak değerlendirilebilir, başka türlü kullanılması mümkün değil. Sökülen asfaltın yeni asfalt yapımına sıcak katılımıyla yüzde 100 geri kazanım sağlıyor. Asfaltın niteliğine göre minimum yüzde 70 kazanım sağlıyor. Avrupa'da geri kazanım yüzde 40 seviyelerindedir. RAtech 3 Angle hen çevreci hem de çok ekonomik bir sistem olarak; Green Type ise 200 ton/saat kapasiteli çevre dostu özelliği ve ileri teknolojisi ile geleceğin asfalt plenti olarak iddiasını koruyor. Bu, dünyanın en büyük entegre fabrikasıdır ve tamamen Türk mühendisleri tarafından geliştirilmiştir."
Gencer, Türkiye'nin ve hatta dünyanın daha işin başında olduğunu sözlerine ekledi.
Bu arada, Tam Entegre Geri Dönüşümlü Asfalt Fabrikası'nın fuar için Münih'e gönderilmesi törenine Bursa Valisi Şahabettin Harput, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Celal Sönmez de katıldı. İlk TIR bugün gönderildi.
Fuara önceki yıllarda da katıldıklarını belirten Gencer, "Biz bu fuarlara olimpiyatlara katılır gibi katılıyoruz. Nasıl bir spor olimpiyatına ülkeler iddialı katılıyorsa, bu fuarlarda da ülkemizin en iyi şekilde temsil edilmesi gerekir." diye konuştu.

Asfaltlama konusunda Türkiye'nin durumu hakkında da bilgi veren Gencer, son yıllarda Türkiye'de yolların asfaltlanmasına başlandığını kaydetti.

25 Eylül 2013 Çarşamba

HURDA İHALESİ

MKE'den hurda ihalesi      
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Hurda İşletmesi Müdürlüğü, teknik özellikleri ve durumu itibarıyla ihtiyaç fazlası muhtelif hurda malzemeyi kapalı zarfla teklif alınmak suretiyle satışa çıkardı.

Satış, 1-8-15-22 ve 29 Haziran 2010 tarihlerinde saat 14.00'te Ankara merkezde gerçekleştirilecek.

Hurda satışı ihalesine katılmak isteyenler şartnameyi, Ankara'da MKE Hurda İşletmesi Pazarlama ve Satış Müdürlüğü, İstanbul'da Bölge Müdürlüğü ile Kırıkkale, Aliağa/İzmir ve Seymen/İzmit MKE Hurda Müdürlüklerinden temin edebilecekler.

Şartnameye göre hazırlanacak olan teklif mektupları ise ihale günü ihale saatine kadar Ankara'da MKE Hurda İşletmesi Pazarlama vE Satış Müdürlüğüne verilecek.

Söz konusu ihale ile ayıklanması ekonomik olmayan malzemeler, alüminyum alpek kablo, bilgisayar ve fotokopi makinası parçaları, büyük tip klima ve soğutucu makinası, çelik tombak ve bakır karışık talaşı, çapa ve zinciri, devre kesici, deniz aracı, diesel ve benzinli motor, elektrik elektronik malzeme, muhtelif araç ve parçaları, enerji kablosu dış kılıfı, elektrik sayacı, fiber tekne, inşaat demiri, komprasör, kesici aletler, kaynak makinası, karkas vasfında dış lastik, muhtelif iş makinesi, muhtelif alüminyum ve alüminyum talaşı, motorbisiklet-bisiklet, pik, paslanmaz, su kulesi, tır dorsesi, tezgah, traktör ve traktör römorku, tarım aletleri, yağlı tip trafo hurdaları satılacak.

-MKE MÜHİMMAT FABRİKASI MÜDÜRLÜĞÜ-

Söz konusu ihale ile 15 bin adet fosfatsız ve kaplamasız M2 60 milimetre kuyruk komplesi, 2 bin 200 adet fosfatsız ve kaplamasız 81 milimetre M3 kuyruk komplesi imal ettirilecek.

Bu arada MKE Mühimmat Fabrikası Müdürlüğü, 60 ve 81 milimetre kuyruk komplesini imal ettirecek.

Açık ihale usulü ile 3 Haziran 2010 tarihinde saat 14.30'da müdürlükte yapılacak olan ihaleye ait şartname aynı yerden satın alınabilecek.



24 Eylül 2013 Salı

DÜNYA ÇELİK ÜRETİM RAPORU

Dünya Çelik Üreticileri Birliği’ne bildirilen Eylül ayında 66 ülkedeki işlenmiş çelik üretimi, Eylül 2009 sadece 0.9’luk bir artış göstererek 111.7 milyon oldu. Toplamda, önceki yılın Ocak ayından Eylül ayına kadar 19.4 daha fazla olan miktar, 2010’un ilk dokuz ayı için toplamda 1045.9 milyon ton oldu. Ancak, Çin’in haricinde Eylül’deki toplam 6.7 iken, o tarihe dek yıllık üretimdeki artış 25.5 olarak belirlendi. 2009 yılında 1206 milyon ton olan global işlenmemiş çelik üretiminin, tüm yıl için 1400 milyon ton olduğu tahmin ediliyor. 

27 ülkenin içinde bulunduğu Avrupa Birliği işlenmemiş çelik üretimi, Eylül ayında 3.7 oranındaki artışla 14.3 milyon tondan; o tarihe dek yıllık toplamı 33 oranında artışla ve toplamda 130 milyon ton olarak belirlendi. Almanya’nın o tarihe dek yıllık toplamı 45’lik oran ile 33 milyon ton olarak belirlenirken, Eylül ayında üretim 4.1 oranında arttı. Ancak, İtalya’nın aylık üretim oranı 20 ve de dokuz ay toplamında ise 34’lük artış ile 19.1 milyon ton olarak belirlendi. Fransız üretimi, Eylül ayında 0.7 oranında düşüş yaşadı, fakat o tarihe dek yıllık 11.6 milyon tonluk üretim yapıldı ve 28 oranında daha fazlaydı. İspanya’nın aylık toplamı 1.2 iken o tarihe dek 22.4 oranında arttı. Britanya’nın aylık toplamı 8.8 düşüş gösterdi, buna rağmen dokuz aylık toplamda 8.5 artış ile 7.5 milyon ton olarak belirlendi. Üretimin 2009’la kıyaslandığında 10.5 düştüğü Yunanistan dışında, bütün AB ülkeleri tüm yıl boyunca artış gösterdi. İsveç’in dokuz aylık toplamı ise 2009’daki aynı dönemin iki katı olarak gözüküyor. 

ACEA tarafından gözlemlenen Avrupa’da 28 ülkedeki araba ruhsatlandırılması 2009 ile kıyaslandırıldığında, Eylül 2010’da 9.2 oranında düştü. Bu da, o tarihe dek toplamın 3.7 oranında azalarak 10.6 milyon arabaya çekildiğini gösteriyor. Almanya’daki ruhsatlar Eylül ayında 18 oranında düşerek dokuz aylık dönemde de 27.5 artış ile 2.2 milyon arabadan daha az olarak belirlendi. Fransa’daki ruhsatlandırmalar, ay içerisinde 8.2 azaldı ve o tarihe dek toplamda 1.66 milyon arabaya çıktı. İtalya’daki ruhsatlandırmalar, Eylül ayında 19 azalarak kötü bir şekilde düşüş yaşadı, ancak o tarihe dek 4.4 düşerek , 1.5 milyon oldu. Britanya’da dokuz aylık toplam, 7.8 artmasına ve 1.64 milyon olmasına rağmen aylık toplam 9 oranında düştü. İspanyol ruhsatları, Eylül ayında 27 oranında arttı, ancak dokuz ayda 16 artış oranıyla 787 bin araba oldu. 

Türkiye’nin elinde bulundurduğu, Avrupa’nın geri kalanı için işlenmemiş çelik üretimi Eylül’de 18 arttı ve bu da o tarihe kadar olan, yıllık 20.9 milyon ton toplamla, 12 oranında arttı. Buna rağmen Sırbistan’da, Eylül ayı için çok az bir artış gözlemlendi, ancak dokuz aylık dönemde toplam 55 oranında ve 987 bin ton arttı. Bu da, 44’lük bir oran ile 966 bin ton artış sağlayan İsveç’in o tarihe dek yıllık toplamından biraz daha fazlasına denk gelmektedir. 

Türkiye’nin üretimi bu yıl artarken, ihracatı 2009 yılıyla kıyaslandığında düştü. 

2010’un ilk 8 ayı için çelik üretimi 10.5 milyon tondu ve bu da 2009’daki aynı dönemle kıyaslandığında 12 daha az gözüküyor. En büyük düşüş, 
ihracatı Ocak’tan Ağustos 2009’a 6.4 milyon tondan 4.0 milyon tona düşen nervürlü çubuk’ta yaşandı. Buna rağmen, yarımların ihracatı 2009’da 1.3 milyon tondan 2010’da 2.4 milyon tona düştü. Türkiye’nin en büyük pazarı olan MENA’nın yıllık ihracatı, 2010’daki toplam ihracatın 62’si olarak hesaplandı. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır ise en büyük varış noktası ülkeleri idi. 

Rus işlenmemiş çelik üretimi, dokuz aylık toplamda 14 oranında artarak 49.5 milyon ton oldu ve Eylül ayında 3.3 oranında arttı. Ukrayna çelik üretimi ise, o tarihe dek yıllık 23.6 milyon ton olarak 8.7 artmasına rağmen Eylül ayında 12.3 arttı. Kazakistan’ın dokuz aylık toplamı 10 artarak, 3.3 milyon tona çıktı. 

Kuzey Amerika kıtasında, ABD’nin Eylül ayındaki işlenmemiş çelik üretimi 15 arttı, ancak o tarihe dek yıllık 50 artarak 61 milyon ton oldu. Kanada üretimi, Eylül ayında 29 oranında arttı ve de yıllık 56 artarak 10 milyon tona çıktı. Meksika’nın yıllık çelik üretimi 28 arttı, buna rağmen dokuz aylık toplamda yaklaşık 26.6 artarak 12.5 milyon ton oldu. Bu miktar da İspanya toplamından biraz daha azına denk geliyor. 

2009 ile kıyaslandığında, 2010’un ilk 8 ayında ABD çelik 
ihracatı 45 oranında artarak, 7.9 milyon tona düştü. Ancak çelik ithalatı, 53 oranında ve 15.3 milyon ton arttı. ABD ihracatı, genellikle Kanada ve Meksika’dan yapılıyor. Bu ülkeler ABD ithalatının 40’ı sayılırken, Asya ülkeleri 2010’daki ABD ithalatının 25’inden daha fazlası olarak sayılmaktadır. 

Güney Amerika’da, Brezilya işlenmemiş çelik üretimi Eylül ayında 1.2 arttı, fakat bu tarihe kadar olan yıllık üretimde 24.8 milyon ton oldu. Arjantin üretimi, 37 artarak dokuz aylık toplamda 3.8 milyon ton oldu ve de Eylül’de 15.3 arttı. Ancak Venezuela’da aylık işlenmemiş çelik üretimi 36 düştü, buna rağmen bu tarihe kadar yıllık bazda, 56 oranında düşerek 1.4 milyon ton oldu. 

Afrika ve Ortadoğu’da, Güney Afrika işlenmemiş çelik üretimi Eylül ayında 5.7 oranında düştü ve bu da yıllık 17’lik bir artışla 6.3 milyon ton oldu. İran’ın aylık üretimi 16.5 arttı. Yıllık oranda 4’ten 8.8 milyon tona çıktı. Mısır’da Eylül üretimi 13 arttı, dokuz aylık dönemde 14.7 ‘lik artışla 4.7 milyon tona ulaştı. Ancak, Suudi Arabistan’da aylık toplam 6.6 düştü ve yıllık üretim de 9.4 artarak 3.8 milyon ton oldu. 

Beş büyük Asya ülkesi—Çin , Hindistan, Japonya, Güney Kore ve Tayvan- çelik üretiminde karışık sonuçlar ortaya çıkardı. Çin üretimi, dördüncü ardışık düşüşü olan Eylül’de 5.9’luk düşüş yaşadı. Ancak, o tarihe kadar olan rakam yılda 12.7 yüzde ile 475 milyon tondu. Bu da global çelik üretiminin 45.4’üdür. Diğer bir taraftan, Japonya çelik üretimi, kümülatif toplamda 34.5 oranında artışla 81.9 milyon tona çıkarak aylık 11.7 arttı. 

Japonya’nın çelik 
ihracatı, 2010’da hızlı bir şekilde artarak 28.5 milyon ton oldu. 2009’da bu rakam aynı dönemden 47 daha fazlaydı ve Ocak’tan Ağustos 2008’e kadarki periyottan 9 daha fazlaydı. Toplam ihracatların 83’ü diğer Asya ülkelerine dağıldı. Bu dağılımda, Güney Kore tek başına 26 (7.6mt); Çin 17.4 (5mt) ve Tayland 11.3 ile (3.2mt) olarak hesaplandı. Asya ülkelerinin dışında, ABD artı 567 bin tonla Meksika ile birlikte 950 bin tonda bulunuyor. Ürünler açısından bakıldığında, sıcak çekilmiş kangal ihracatı 7.7 milyon ton ve 2010 toplamının 27’si olarak; galvaniz çelik 3.7 milyon ton, CR 3.6 milyon ton ve yarımlar da 3.3 milyon ton olarak belirlendi.
Güney Kore’de üretim, Eylül ayında 3.2 arttı ve dokuz aylık dönemde de 20 artarak 42 milyon ton oldu. Hindistan’ın yıllık çelik üretimi 6.6 arttı, bu tarihe kadar olan yıllıkta da 7.8 oranında artarak 50 milyon ton oldu. Tayvan üretimi Eylül ayında 9 arttı ve de o tarihe kadar olan yıllık 33 artışla 14.6 milyon ton oldu. 

23 Eylül 2013 Pazartesi

HÄNEL ENDÜSTRİYEL DEPOLAMA

Hänel, ofis ve endüstriyel depolama sistemlerinde dünyanın en önde gelen otomatik depolama sistemleri üreticilerinden biridir. Sürekli yenilenen ve güncellenen ürünleri ve yazılımı sayesinde bugün sunduğu çözümler yarının ihtiyaçlarını karşılayabilecek kapasitedir. 
Hänel endüstriyel depolama sistemlerinin avantajları şunlardır:


·         Minimum taban alanı, maksimum depolama,
·         Farklı boyutlarda ürünlerde bile yüksek depolama yoğunluğu,
·         Hänel® sınırsız yükselik,
·         Geliştirilmiş sipariş toplama performansı,
·         Entegre stok yönetim programı,
·         Yüksek ekonomik verimlilik ve düşük maliyet,
·         Hänel® sınırsız esneklik-farklı katlarda farklı erişim noktaları seçeneği,
·         İstenilen tüm boyutlarda parçaların depolanması,
·         Kullanıcının ürüne gitmesi yerine zaman kazandıran ürünün kullanıcıya gelmesi prensibi,
·         Konteynır başına 1000 kg'a kadar yük taşıma kapasitesi,
·         Toplam 60,000 kg yük taşıma kapasitesi,
·         Yüksek performans kontrol ünitesi ve arayüzü,
·         Her türlü özel uygulamaya uyarlanabilirlik,
·         Şık tasarım ve beş farklı renk seçeneği - isteğe özel farklı renk seçme opsiyonu,
·         İstenilen parça veya takım otomatik olarak ergonomik yükseklikteki erişim noktasına getirilir ve buradan alınır,
·         Hänel® tüm stoğunuzu toza, ışığa ve izinsiz girişlere karşı korur,
·         Güvenlik sensörleri.

Lean Lift Asansörlü Otomatik Dikey Depolama Sistemi

Hänel Lean-Lift®’in merkezinde bilgisayar kontrollü pozisyonlama yapan bir ‘asansör’ vardır. Ön kısımda ve arka kısımda ise depolama rafları yer almaktadır. Burası parçaların yüksekliklerine göre en optimize olarak konteynır raflar içerisinde depolandığı alandır. Depolama alanlarına gerekli konteynırı dışarı çıkartan veya yerine yerleştiren bilgisayar kontrollü asansör tarafından otomatik olarak ulaşılır. Parçalar daha sonra kullanıcının alabilmesi için ergonomik yükseklikteki erişim noktasına gelir.
Lean-Lift® medikal teknoloji ve elektrik mühendisliği sektörleri, otomotiv, uçak ve ecza endüstrileri, üretim sektörü, takım sektörü gibi birçok farklı ve çeşitli alanlarda kullanılabilen depolama sistemidir.

Rotomat Karusel Tipi Otomatik Dikey Depolama Sistemi

Hänel Rotomat® çok az yer kaplayarak oldukça fazla depolama alanı sağlar. Ferris tekerlek prensibine göre çalışmaktadır, depolanan ürünler/arşivler kullanıcıya gelir kullanıcı ürünlere gitmez.

Kendinden destekli çelik kaplama panel, kilitlenebilen, kolay açılıp kapanan kayar kapılar, çevre dostu, darbeye ve şoklara karşı fırınlanan toz boya ürünün özelliklerindendir. Hänel Rotomat®’ın çoğu 2 adet 380-V trifaze motorla çalışmaktadır. Farklı yük şartlarında bile yumuşak ivmelenme ve durmayı sağlayan kutup değiştiren trifaze motorlar standart olarak kullanılmaktadır. Güçlü Hänel mikroişlemci kontrol üniteleri başka bilgisayarlara ve harici aygıtlara bağlanabilmektedir.

21 Eylül 2013 Cumartesi

TESLA MOTOR TÜRK SANAYİSİNE HİZMET VERİYOR

Elektrik motoru alanında faaliyet gösteren Tesla Asenkron Motor Ltd. Şti. Genel Müdürü Yalçın Sungur yapmış oldukları çalışmaları dergimizle paylaştı. 

Sorularımıza geçmeden önce firmanızdan kısaca bahseder misiniz? 

Tesla Asenkron Motor Ltd.Şti.27 yıldır sürdürdüğümüz elektrik motoru satış ve pazarlama işinin İthalat ayağını gerçekleştirmek için 2005 yılında kuruldu. 

Tesla, ithalata çok güvendiği marka olan Shanghai Top Motor Co. Ltd. firmasının 
Türkiye Partneri olarak başladı ve o günden beri “Kendi markası” ile ithalata devam etmekte. Artan kalitesi ve güveni ile Türk Sanayisine hizmet vermeye devam ediyor. 

Partneri olduğu Shanghai Top Motor Co.Ltd., Çin’in en büyük Motor, Pompa ve Jeneratör imalatçısı konumunda… 

Firmanızın bünyesinde hangi faaliyetler gösteriliyor, müşterilerinize hangi ürün ve hizmetleri sunuyorsunuz? 

Tesla Asenkron Motor Ltd.Şti., partneri olduğu Shanghai Top Motor Co.Ltd. firmasının ürettiği tüm ürünleri ithal etmektedir. Tesla, tamamen müşteri odaklı çalışan bir firmadır. Müşterilerinin ihtiyaçları ve Özel Motor talepleri doğrultusunda ithalat yapmaktadır. Ana ithalat kalemleri; IEC 56-355 gövdeler arası Genel Maksatlı, Sincap Kafesli, AC, EFF1 ve EFF2, Alüminyum ve IEC 80-355 Gövdeler arası Pik Döküm Gövde Trifaze elektrik motorları ve IEC 56-112 Gövdeler arası Genel Maksatlı, Sincap Kafesli, AC, EFF2, Alüminyum Gövde, Tek ve Çift Kondansatörlü Monofaze elektrik motorlarıdır. Bu özelliklerdeki motorlar sanayimizin en çok kullandığı motorlardır. Bu ürünlerin yanında sipariş üzerine her türlü Özel Motorlar, Pompalar ve Jeneratörlerin de ithalatını gerçekleştiriyoruz. Tesla da partneri gibi özel müşterilerine OEM motorlar ürettirmekte ve ithalatını gerçekleştirmektedir. 


Ekonomik durgunluk sektörünüze nasıl yansıdı? 2008 yılının son çeyreğinden bugüne kadar piyasalar nasıl bir yol izledi? 

Elektrik Motoru, sanayinin vazgeçilmezi olduğundan ve ekonomik durgunluk ta 
Türkiye sanayisini derinden etkilediğinden, biz de direkt olarak derinden etkilendik. İmalat yapılmadığı müddetçe elektrik motoru satılamaz. İmalatın düşüş yüzdesi ne kadarsa, elektrik motoru satışları da aynı yüzde de azalmıştır. Sanayi İmalatı ve Elektrik Motoru satışları aynı çizgi üzerindedir. İkisi de aynı anda düşer ve çıkar. Esasında Ekonomik Durgunluk 2008’in 3.çeyreğinden sonra kendini belli etmeye başladı, 4.çeyrekte ise çok canlar yaktı. 3. çeyrekte krizi biraz öngörenler ve önlem almaya başlayanlar krizden çok fazla etkilenmediler. Ancak krizin farkına 4.çeyrekte varanlar, önlem alamadan yakalandılar ve çoğunun sonu hiçbirimizin istemediği şekillerde oldu. 2009’un başlaması ile az da olsa kıpırdanan sektörler ufak ufak çalışmaya başladı ve para dolaşımı arttı.

Ağırlıklı olarak hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz? 

Tesla hemen hemen sanayimizin tüm sektörlerindeki firmalara geniş ürün portföyü sayesinde hizmet vermektedir. Standart AC motorlarımızda ağırlıklı sektörler “Isıtma, Soğutma ve Havalandırma”, “Otomotiv Servis Makine ve Ekipmanları”, “Otel Ekipmanları”, “Ekmek ve Pastacılık Makina & Ekipmanları”, “İnşaat Makinaları”, “Marangoz Makinaları”, “Tekstil Makinaları”, “Pompa”, “Redüktör”, “Kompresör”, “Hidrolik-Pnömatik”, “Tarım Makinaları”, “Demir-Çelik” gibi ana sektörler mevcuttur. Ex-Proof motorlarımızda da “Kimya”, “Yanıcı ve Patlayıcı Gazlar” içeren tüm sektörler, “Ocaklar ve Madenler”, “Petrol” gibi ana sektörler mevcuttur. 

20 Eylül 2013 Cuma

İÇ PAZARDAKİ BAŞARIMIZ

Öncelikle firmanızın kuruluşu ve bugünlere gelişi hakkında bizleri kısaca bilgilendirir misiniz? 
Birlik Makina Sanayi 1986 yılı başlarında Sakarya’da kuruldu. O günlerdeki işlevi; nişasta, glikoz, dekstrin ve mısır özü yağı makinaları imalatı üzerineydi. Daha sonraki yıllarda konfeksiyon sektörüne geçerek, taşıma ve depolama sistemleri üzerine yoğunlaştı. Takip eden yıllarda; küp şeker tesisi makina imalatı ile faaliyetine devam etti. 2000 yılı itibari ile de; temiz oda çalışmalarında kullanılan hijyen makinaları, gaz arıtma tesisleri ve seramik friti üretiminde kullanılan makinaların imalatına yöneldi. 

Müşterilerinize sunmuş olduğunuz ürün ve hizmetleri bizimle paylaşır mısınız? 
İmalatını yapmakta olduğumuz kurumlara özel tasarlanabilen ürünler ve hizmet çözümleri sırasıyla; 
• Başta gıda, ilaç, otomotiv, enerji sektörleri olmak üzere; Temiz oda uygulamalarında kullanılan; Hava Duşu, Ayakkabı Temizleme Makinası, Materyal Aktarım Kutusu vb. temiz oda projelendirmeleri 

• Seramik ve emaye friti üretiminde kullanılan; enerji geri dönüşümü sağlayan Reküperatör (eşanjör), Frit Yürütme Vibratörü (vibrobant), Vibroelevatör, Frit Kırıcı, Frit Öğütme Değirmenleri, Seramik ergitme fırınına mal besleyen Besleme Helezonu. Ayrıca 7/24 çeşitli makinalar üzerine bakım onarım hizmeti verdiğimiz fabrikalar bulunmaktadır. 

Ağırlıklı olarak hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz? 
Daha çok seramik, otomotiv, ilaç ve gıda sektörlerine yönelik çalışmaktayız. 

2010 yılı firmanız açısından nasıl geçti, 2011 yılından neler bekliyorsunuz? 
2010 kriz yılı olmasına rağmen, Birlik Makina açısından ciro olarak başarılı geçtiğini söyleyebiliriz. 2011 yılında da kapasitemizi arttırarak, aynı sektörlerde daha fazla müşteriye ulaşmayı planlamaktayız. 

Son olarak kısa ve uzun vadedeki hedeflerinizi bizimle paylaşır mısınız? 
Hedefimiz; hizmet kalitemizi daha da iyileştirmek üzerine Ar-Ge çalışmalarına ağırlık vermek yönündedir. Bu bağlamda iç 
piyasada gösterdiğimiz başarıyı dünya pazarlarına da taşımayı hedeflemekte

Rakiplerinizle kıyaslandığınızda müşterileriniz neden sizleri tercih ediyorlar? 
Birbirinden farklı pek çok sektöre; müşteriye özel çözümler sunabiliyor olmamız, firma olarak tercih edilmemizi sağlamaktadır. Ar-Ge çalışmalarımız; garantili, kaliteli üretim, hizmet sunuyor oluşumuz Türkiye’nin en ünlü firmalarına çözüm ortağı olmamıza ön ayak olmaktadır. 


19 Eylül 2013 Perşembe

YÜZ BİNLERCE ÜRÜNÜMÜZ TÜRKİYE’DE VE DÜNYANIN ÇEŞİTLİ ÜLKELERİNDE GÜVENLE KULLANILIYOR

İleri teknoloji ürünü CNC tezgahları ile 2007 yılından bu yana faaliyet gösteren; hem yurt içi hem de yurt dışında yüz binlerce makine ürünü sektörde güvenle kullanılan Sarp Makine Fabrika Müdürleri Mehmet Birel ve Hakan Kılıçaslan ileriye dönük hedef ve projelerini dergimizle paylaştı. 

Sorularımıza geçmeden önce firmanızın kurulum aşamasından kısaca bahseder misiniz? 
Firmamız 16 Şubat 2007 tarihinde Sarp Makine San. Tic. Ltd. Şti. adı altında Bursa Hasanağa Organize Sanayi Bölgesindeki 4050 m2’lik iş yerinde yüksek donanımlı CNC ve Universal makineler ile fason üretim faaliyetine başlamıştır.
Bugün firmamızda üretim ileri teknoloji ürünü CNC tezgahlar ile yapılmaktadır. Halen üretilmiş olan parçalar üzerinde çalışan, hem yurt içi hem yurt dışında yüz binlerce SARP ürünü makine sektöründe güvenle kullanılmaktadır. 

Firmanızın bünyesinde hangi faaliyetler gösteriliyor, müşterilerinize hangi ürün ve hizmetleri sunuyorsunuz? 
Talaşlı imalat, Sac üretim makinaları, kaynak üretim makinaları ve kaynak pozisyonerleri işlemleri yaparak fabrikalara en iyi şekilde hizmet sunuyoruz. 

Ürünleriniz ağırlıklı olarak hangi sektörlerde kullanılıyor? 
Ürünlerimiz ağırlıklı olarak: Kaynak makineleri ve aparatları, Robot sistemleri; otomatik ve yarı otomatik robot lama sistemleri bunun yanı sıra Müşteri portföyümüz ise: Genel makine imalatçıları, basınçlı kap üreticileri, çelik konstrüksiyon yapanlar ve inşaat firmalarından oluşmaktadır. 

Sektörünüzdeki rekabet ortamı hakkında neler söyleyebilirsiniz? 
Bu konuda söylenecek en önemli sorun bizce merdiven altı firmalardır. Merdiven altı üretim dediğimiz ve kayıt dışı çalışmalar bizleri yıpratmaktadır. 

2011 yılını geride bırakmak üzereyiz. Bu sene firmanız açısından nasıl geçti, 2012 yılından neler bekliyorsunuz? 
2012 yılı ile ilgili beklentilerimiz son derece iyi. 2012 yılının 2011 yılına göre daha yoğun bir çalışmayla geçeceğinden iş hacmimizde 20’lik bir büyüme planlıyoruz. 


Son olarak ABD ve AB ülkelerindeki krizi, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumu ve ülke sanayisinin geleceği hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız? 
ABD ve AB ülkeleri alt yapılarını bitirmiş sanayileşmelerini kökleştirmiş ülkelerdir.Dünya üzerinde sanayi alt yapısını bitirmemiş yapılacak işi çok olan onlarca ülke vardır. 
Türkiye Sanayisi bu ülkelerin sanayi pazarında pay sahibi olarak, geleceğini ve sanayi alt yapısını kuvvetlendirmesi gerektiğini düşünüyor ve ilerleyen zamanlarda bunlarında yaşanacağına inanıyoruz.

Kısa ve uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz projeleri bizimle paylaşır mısınız? 
Kısa vadede çalışmalarımız her daim olduğu için, biz firma olarak uzun vadede daha büyük planlar yapıyor ve hayata geçirmeye hazırlanıyoruz. Bunlarla ilgili makine (CNC) alımları gerçekleştiriyoruz. Yeni makinelerle ürün artışımızı ikiye katlamayı hedefliyoruz. 

18 Eylül 2013 Çarşamba

“POYRA ÜRETİMİ KONUSUNDA DÜNYANIN ÖNDE GELEN FİRMALARINDAN BİRİYİZ”

1960 yılında kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Celal Hekimoğlu önderliğinde Türkiye’de ilk kez yerli bijon üretimi yapan Hekimoğlu Şirketler Grubu; yine bir ilki gerçekleştirerek Trabzon’da Poyra üretimi ile döküm sektörüne adım attı. Hekimoğlu Döküm Sanayi Fabrika Müdürü Gültekin Bayır yapmış oldukları çalışmaları ve sektörün geleceği hakkındaki düşüncelerini dergimizle paylaştı. 

Hekimoğlu Döküm olarak sunmuş olduğunuz ürün ve hizmet yelpazenizi bizimle paylaşır mısınız? 
Firmamız bünyesinde Sfero, Pik, aşınmaya ve darbeye dayanıklı düşük ve yüksek alaşımlı karbonlu çelik, Paslanmaz çelikler, aşınmaya dayanıklı yüksek manganlı çelikler, Krom ve Bi Metal dökümler olmak üzere; Otomotiv, İş Makinası, Tarım Makinaları Sektörüne Porya, Aks ve Aks Kovanları, Diferansiyel Parçaları, planet taşıyıcılar, Dorse –Çekici Tır arasındaki taşıyıcı bağlantı plakaları.Armatur sanayine Vana ve Pompalar, İnşaat, çimento, Makine ve Maden Sanayi sektörüne, kırıcılar, çekiçler,astar plakaları, Taş Kırma Makine parçaları, İş Makinası Kazma Uçları döküm yöntemiyle her iki fabrikamızda da üretilip, diğer tesisimiz de işlenerek müşteriye sevk edilmektedir.Şunu da belirtmek isterim, biz Hekimoğlu Şirketi olarak Poyra üretimi konusunda Avrupa ve dünyanın en iyilerinden biriyiz. 

Sektörünüzün içinde bulunduğu genel durum ve pazarın geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz? 
Sektörümüzün çok fazla müşteri kaygısı yok, fakat girdileri, özellikle Hammadde girdileri konusunda yurt dışı bağımlılığı olduğundan dolayı girdi maliyetleri oldukça yüksektir. Bunun yanında diğer sektörlere göre işçilik, çevre maliyetleri daha yüksek olduğundan karlılıklar çok fazla değil. 

AB ülkelerinin çevre maliyetleri ve etkileri, İş gücünün yüksek maliyetlerinden dolayı yavaş yavaş terk etmeye başladığı ve bunun sonucu olarak da bazı dökümhanelerin kapandığı bu dönemde ülke sanayisi için bir fırsat olmuş ve taleplerin ülke firmalarına yoğunlaşmasını sağlamıştır. Arzın üzerinde talep olacağını düşünüyorum. Arap Baharı ile başlayan Kuzey Afrika’da ki gelişmeler ile buradaki ülkelerin artık sömürge yapıdan kurtulup, dışarıdan almak yerine başta tarım sektörü olmak üzere kendilerinin üretici olabileceği bir sanayi dönemi başlayacaktır. Bu durum bizim gibi ve diğer sektörlerdeki firmalar açısından yeni bir pazar demektir. Orta doğu’da da aynı şeyin geçerli olduğunu düşünüyorum Avrupa pazarı zaten bizde. Gelecekte Rakip olarak Çin ile yarışacağımızı düşünüyorum fakat pazar bölgelerine yakınlığımız, Avrupa anlayışı, disiplini ve temeli olan sanayimizin ürünlerinin kalitesi nedeniyle Çin ile rekabette öne geçeceğimizi düşünüyor ve tüm bunlara ilaveten de Kuzey Afrika ve Ortadoğu halkları nezdinde ülke olarak marka olduğumuz için biz daha avantajlıyız. 

Piyasalardaki rekabet ortamı hakkında neler düşünüyorsunuz? 
Piyasaları sıkı bir rekabetin beklediğini söyleyebilirim. Özellikle Döküm sektörü olarak sürekli kendinizi yenilemeniz ve inovasyonu elden bırakmamanız gerekir. Özellikle vurgulamak isterim ki; bir işletme için olmazsa olmazlardan 4 temel Yönetim dengesini kuranlar sürdürebilir rekabet gücüne sahip olacaktır. Bu 4 temel denge sizi sürekli yenilikçi, analiz eden, inovasyonu sağlayan firma konumunda tutacaktır. 
o Süreç Yönetimi 
o Performans Yönetimi 
o Finansal Yönetim 
o Bilgi Yönetimi 

2011 yılını geride bıraktık. Bu sene firmanız açısından nasıl geçti, 2012 yılından neler bekliyorsunuz? 
2011 yılı bizim açımızdan oldukça iyi geçti. Hem üretim kapasitesi hem de satış kapasitesi olarak 40’a yakın bir büyüme gerçekleştirdik. Sene başında koyduğumuz hedefleri fazlasıyla gerçekleştirdik. 

Bunların yanında 21.yüzyılın küresel rekabetinde kalıcı olmak için kendimizi yenileyerek bir önceki sorunuza cevaben belirtmiş olduğum 4 temel dengeyi kurabilmek için; 
o Süreçlerimizi tanımladık, her bir sürecin performans kriterlerini ortaya koyduk.Süreç sahiplerini ve periyodik olarak ölçtüğümüz süreç hedeflerini belirledik.Süreç bazlı yönetim anlayışını firmamıza kurduk. 
o 21.yüzyılın Kritik Başarı Faktörü olan İK bölümümüzü yeniden yapılandırarak ; 
a. Performans Yönetimi 
b. Eğitim Yönetimi 
c. Ücret Yönetimi 
d. Kariyer Yönetimi 
e. Yasal Mevzuatların Yönetimi şeklinde kurduk ve en tepeden en alt birime kadar herkesin performanslarını rakamsal olarak ölçmeye başladık. 
o Tüm bu faaliyetlerimizi izleyebileceğimiz Bilgi Yönetim Sistemini şirketimize oturttuk. 

2011 yılı bizim için aynı zamanda geleceğe hazırlık dönemi içinde geçtiği 2012 yılı için firma olarak müşteri taleplerine daha çok yoğunlaşacağız. Fakat AB ülkelerindeki kriz durumunun belirsizliğinin netleşmesini bekliyoruz. Önümüzü daha rahat gördükten sonra hedeflerimiz doğrultusunda yolumuza devam edeceğiz. Ben her şeye rağmen umutluyum. 

Kısa ve uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz projeleri bizimle paylaşır mısınız? 
Bizim belirlediğimiz Strateji ve hedefler doğrultusunda orta ve uzun vadeli planlarımız var fakat AB ülkelerindeki krizin belirsizliğinin ortadan kalkmasını bekliyoruz. Önümüzü göremeden herhangi bir proje ve yatırımlara giremeyiz. 

Son olarak AB ülkelerindeki ekonomik krizi, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumu ve ülke sanayisinin geleceği hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız? 
Özellikle daha yeni yeni etkilerini silmeye başladığımız büyük global ekonomik krizin ardından AB ülkelerinde ortaya çıkan kriz durumu insanları demoralize etse de, ben bu krizin yavaş yavaş biraz uzunda olsa alınacak tedbirlerle etkilerini kaybetmeye başlayacağını düşünüyorum. Daha sonra 
piyasalar şartlara göre kendini ayarlayacaktır. Burada önemli nokta Almanya ve Fransa’nın desteğinde Avrupa Merkez bankasına sorumluluk düşmektedir. Zaten Almanya ve Fransa seçim yoluyla iflas noktasına gelen veya gelebilecek ülkelerin başına atamalar yaptı. Bundan sonrası AB halklarının denk bütçelerle, tasarruf ederek, kemer sıkarak yaşamaya alışmaları yeni nesil için biraz zor olacak tabi. 

Devlet olarak biz artık marka ülke olduk. Sanayi alanında her şeyi üretebilecek konuma geldik. Dünya artık
Türkiye için dönmeye başladı. Bildiğiniz gibi Çin’den sonra büyüyen ikinci ülkeyiz.Zaten geçmiş tarihe baktığımızda biz her zaman Çin ile aynı zamanda büyük olmuşuz ve rekabet etmişiz.Gelecekte bunu gösteriyor.Sanayimiz için artık mevcut pazarların dışında yeni pazarlar da açılıyor ve biz buralarda bir çok ülkeden daha etkin olacağız diye düşünüyorum.Üretim ve büyüme eğrilerimize baktığımızda 2002 yılından bu yana istikrarlı ortamda istikrarlı şekilde büyüyoruz.Yeter ki inanalım.Başarı zaten gelir.2023 hedefleri göz önüne alındığında ben 2015 yılında 2023 yılı hedeflerine birkaç basamak yaklaşacağımızı düşünüyorum.Biz ülke olarak şu anda yatırımcılar için en güvenli ülke konumundayız. Son olarak şunları belirtmek istiyorum: 

1960 yılında Kurucumuz ve Yönetim Kurulu Başkanımız Sn.Celal HEKİMOĞLU tarafından 
Türkiye’de ilk defa üretilen Bijon ile iş ve sanayi hayatına doğan Hekimoğlu Şirketi, yine Ülkemizde ve kurulum yeri olan Trabzon da bir ilki gerçekleştirerek Poyra üretimi ile döküm sektörüne girdi.1976 yılında ilk döküm fabrikası açılmış, ve aynı zamanda döktüğü ürünleri işlemek üzere 1983 yılında şirketler grubumuzdan biri olan Hekimoğlu Otomotiv kurulmuş , ürünlerinin kalitesi ve zamanında tedariki nedeniyle iç ve dış pazarlardan gelen yoğun talep üzerine 2006 yılında ikinci Döküm fabrikası kurularak üçüncü tesis Trabzon ve Bölge halkına büyük iş alanı olarak Ülke ekonomisine ve sanayine kazandırılmıştır. 


Gültekin Bayır Kimdir? 
1970 Yılında Almanya’da doğdum. Lise eğitimimi Trabzon Lisesi, Üniversite eğitimimi Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünde tamamlayarak Makine Mühendisi unvanı ile 1992 senesinde mezun oldum. 2008 yılında kişisel hedeflerim ve kendimi geliştirmek adına Okan Üniversitesi İşletme Bölümünde Tezli Yüksek Lisansa (MBA) başladım. İş hayatımın büyük bölümü Alman şirketlerinde üst düzey yönetici olarak geçirdim. 2010 yılından bu yana Ülkemizin ileri gelen büyük Döküm Firmalarından biri olan Hekimoğlu Döküm San. Nak. ve Tic. A.Ş’ de Fabrika Müdürü olarak iş hayatımı sürdürmekteyim.

Buradan Karadenizli İş Adamlarına seslenmek istiyorum. Kendi bölgelerini gelişmesi kalkınması ve bölge insanlarının başka bölgelere göç etmelerinin önlenmesi adına Sayın Celal HEKİMOĞLU gibi bölgelerine yatırım yapsınlar. Coğrafi yapı ve komşu ülkelere bakıldığında burası çok önemli bir nokta. Eski ipek yolu buradan geçerdi. O günler yavaş yavaş geri gelmeye başladı.