30 Kasım 2013 Cumartesi

BARIŞKENT, 30 BİN MODERN KONUT İNŞA EDECEK

Gayrimenkul sektörünün lider firmalarından Barışkent, Ankara ve çevre illerde  inşa edeceği yaklaşık 30 bin konut ile sağlık ve turizm alanındaki yatırımlarını, yabancılara da pazarlamayı hedefliyor.  Barışkent, yabancı yatırımcıya ulaşmak amacıyla İstanbul'da ofis açma kararı aldı. 

Barışkent ve BA Grup Yönetim Kurulu Başkanı Barış Aydın, ürettikleri arsalar ve altyapı çalışmaları ile Başkent'e modern bir kimlik kazandıran firmalarının, ülkedeki gelişim ve değişimin öncü kuvvetlerinden biri olabilmek için uzun süreden beri yürüttüğü çalışmaları son aşamaya getirdiğini kaydetti.

Barış Aydın, Ankara ve çevre illerde çok büyük arsa yatırımı yaptıklarını, bu arsalar üzerindeki proje çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu  belirtti. Aydın, önümüzdeki aylarda hayata geçirecekleri projenin yaşam standartlarını yükselten modern yapılardan oluşacağını bildirdi. 

Çevreci ve insan odaklı olacak bu projelerin yabancılara da hitap edeceğini kaydeden Aydın, "Bu nedenle hedef kitlemize yabancıları da aldık. Ankara ve Anadolu'ya güveniyorum. Türkiye'nin önü artık çok açık. Yabancı sermaye, Türkiye'deki projelerde yer almaktan çekinmiyor" dedi. 

Başkentli bir işadamı olmanın kendileri için onur olduğunu, ancak değişen dünya koşullarına ayak uydurmanın da şirketler için zorunlu hale geldiğini ifade eden Aydın, şunları söyledi:
"Ankara'dan yabancı yatırımcı ile direkt temas kurma konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Bu aşamada, Çankaya'daki kompleks hizmet binamızdaki yoğun çalışmaların uluslararası ayağını İstanbul'a aktarma kararı aldık. Barışkent, yatırımlarını dünya kenti İstanbul üzerinden pazarlayarak, yabancıların Anadolu'yu keşfetmesini sağlayacak. İstanbul'daki ofis aracılığıyla, 25 bini Ankara'da, diğerleri çevre illerde olmak üzere inşa edeceğimiz yaklaşık 30 bin konut ile yine Anadolu'da projeleri hazırlanan sağlık ve turizm yatırımlarını yabancılara pazarlayacağız." 

11 bin taşınmazın 197'si Ankara'dan
Yabancıların Türkiye'de taşınmaz alımını teşvik amacıyla Mütekabiliyet Yasası'nın çıkarıldığını anımsatan Aydın, şöyle devam etti:
"Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre yabancılar, Türkiye'de konut alırken öncelikle İstanbul, Antalya ve Muğla'yı tercih ediyorlar. Yabancılar, Türkiye'de 11 bin taşınmaz aldı, bunun sadece 197'si Ankara'da.  Barışkent'in, İstanbul'da ofis açma kararında bu dengesizliğin de rolü oldu. İstanbul bir dünya kenti. Türkiye'de yatırım yapmak isteyen yabancı şirketler öncelikle İstanbul'a geliyor. Yabancı yatırımcıyı Anadolu'ya çekmek istiyorsak İstanbul'da olmak zorundasınız."
Aydın, yabancıların Türkiye'de taşınmaz alımının özendirilmesi için oturma izni sürelerinin artırılması gerektiğini de ifade ederek, "Ev alan yabancının oturma izninin 3 aydan 6 aya ya da 1 yıla çıkarılması için çalışma yapılıyor. Bu sürenin daha da artırılması gerekir. Bunun yaparsak, bir cennet olan Türkiye, konut sektöründe çok daha fazla yabancıya ev sahipliği yapabilir" diye konuştu.


Aydın, Ankara'daki konut projelerinin Eskişehir yolu üzerinde hayata geçirileceğini sözlerine ekledi.

29 Kasım 2013 Cuma

AMERİKA'DAN DAVET

Uzaklık denince aklımıza nedense ya Amerika ya da Çin gelir. Hatta bu uzaklığı pekiştiren deyimlerimiz bile vardır, 'İlim Çin'de de olsa gidin' şeklinde. 
İçinde bulunduğumuz çağ, bir çok alışkanlık yanında düşüncelerimizi veya yargılarımızı da  alt üst etti. Uzaklıklar artık sorun olmaktan çoktan çıktı bile. Şimdi Amerika'ya da Çin'e de sadece bir uçağın merdivenlerine kadar olan uzaklıktayız. 

Bugüne kadar, hep bizler dışarıdan yatırımcı bekledik. Ama bu durum bugün artık tersine döndü. Dünyanın en büyük tıp merkezlerine sahip olan Amerika Birleşik Devletleri'nin ünlü kenti artık Türkiye'den yatırımcı bekliyor. 
Bu daveti Houston Belediye Başkanı Annise Parker başkanlığındaki bir heyet, üşenmeden İstanbul'a kadar gelerek yaptı. 

Tabii, bu gelişmelerde Türk Hava Yolları'nın Houston kentine başlattığı direkt uçuşların da payını unutmamak gerek. 

Houston'u bizler daha öncelerden, dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın, sağlık nedeniyle bu kente yaptığı seyahatlerden de hatırlıyoruz. 

Houston 1836'lı yıllarda kurulmuş ve adını da emekli bir general olan ve bir dönem Teksas'ta devlet başkanlığı yapmış olan Sam Houston'dan alıyor. 

Merkez nüfusu 2 milyon civarında olan, kentin çevresi ile birlikte nüfusu 6 milyonu aşıyor. 

Houston'u önemli kılan bir diğer özelliği ise Amerika Birleşik Devletleri'nin en önemli ihraç limanı olması. Ülkenin  4.  büyük kenti olan Houston'un öneminin Panama Kanalı'nın genişletilme çalışmalarından sonra daha artacağına dikkat çekiliyor. 

Belediye Başkanı Annise Parker, kentinde Türklerin, havacılık, uzay ve doğal gaz ile inşaat alanında yatırım yapabileceklerini, bunun yanında, kenti merkez olarak kullanıp, Güney Amerika'ya açılmanın kolaylığını vurguluyor. Kentinin tam bir halklar mozaiği olduğunu vurgulayan Houstonlular, Türklerin kendilerini yalnız bırakmayacağına inanıyorlar. 

Türk Hava Yolları'nın Houston seferleri ise zaten uzaklığı ortadan kaldırdığına göre,'Ver elin Houston !' diyelim mi?... 

Unutmadan şunu da eklemeliyim ki, Houston ile İstanbul aynı zamanda kardeş kentler...

Bu kardeşliğin de zaten var olan yakınlaşmayı daha da pekiştirmekte ciddi bir katkısı olacağı kuşkusuz. 


Bütün bu gelişmelerin en dikkat çeken yanı ise, artık Amerika Birleşik Devletleri'nden, Türk İş Dünyasından, öğrencisine, turistinden, sanatseverine kadar değişen geniş, Türk yelpazeye davet gelmesi. 

28 Kasım 2013 Perşembe

TOKİ MODELİ

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığının (TOKİ) konut üretim modeli, Nijer'e örnek oldu.
TOKİ'den yapılan yazılı açıklamaya göre, faaliyetleri ülke sınırlarını aşan TOKİ, yabancı heyetlerden yoğun ilgi görüyor. Birçok ülkeyle işbirliği yapan TOKİ'nin son ziyaretçisi Nijer heyeti oldu.
Nijer Devlet Bakanı Amadou Baubacar Cisse ile Teçhizat Bakanı Saddi Soumaila, beraberlerindeki heyetle TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabel'i makamında ziyaret etti.
"Türkiye'deki inşaat sektörü çok deneyimli"
TOKİ projeleri ve finansman modeli hakkında bilgi alan Bakan Cisse'nin "Bu işlerin başlangıç noktasındayken herhangi şekilde devlet kaynağından faydalandınız mı?" sorusuna Karabel, "Mülga olan Emlak Bankasının elindeki araziler ile bankanın yapıp satışa sunmadığı konutlar İdaremize devredildi. Böylelikle TOKİ'nin başlangıç sermayesi oluşturuldu" yanıtını verdi.
Karabel, TOKİ'nin yurt dışı faaliyetleriyle ilgili soru üzerine de ülke dışında yapılan çalışmaların kar amaçlı olmadığını, Türk milletinin katkılarıyla gerçekleştirildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Güney Asya'da meydana gelen deprem ve tsunamide evlerini kaybedenler için Endonezya'nın Banda Aceh bölgesinde bin 50 konut ile aynı felakette zarar gören Sri Lanka'da 500 konut, gerekli sosyal donatılarıyla tamamlanarak hizmete sokuldu. 2005'te Pakistan'ın kuzey doğusunda meydana gelen deprem sonrasında konut ve sosyal donatı uygulamalarımız oldu. 2010'da yine Pakistan'da yaşanan sel felaketinin ardından 4 bin 620 konut ve 37 sosyal donatı uygulamasının bu yıl tamamlanması planlanıyor. Yaklaşık 80 ülkenin benzer kurum ve kuruluşlarıyla işbirliğimiz devam etmekte ve muhtelif ülkelerle işbirliği mutabakat zabıtları imzalanmaktadır."
İdarenin kaynağını kendisinin ürettiğine dikkati çeken Karabel, bunun üç şekilde sağlandığını açıkladı. Arsa karşılığı gelir paylaşımı projeleriyle büyük şehirlerin değerli arsalarında prestij konutlar üretilip satılarak gelir elde edildiğini ve sosyal konutların finansmanına destek sağlandığını dile getiren Karabel, bu projelerin özel sektörle gerçekleştirildiğini, yapım sürecinde TOKİ'den finansman kullanılmadığını, isteklilerin hem konutları yapıp hem de İdarenin payını ödediğini bildirdi.
Ayrıca satılan konutların gelirinin TOKİ'nin kontrolünde ortak hesapta tutulduğunu, yüklenicinin yaptığı inşaat alanında hak edişlerle payını alabildiğini, böylelikle müşterilere devlet güvencesi verildiğini belirten Karabel, üretilen konutların yüzde 15'inin bu modelde olduğunu ifade etti.
Karabel, büyük şehir merkezlerinde devlet hazinesinden bedeli karşılığında alınan değerli arazilerin de imarlı hale getirilerek satışıyla kaynak sağlandığını kaydetti.
Konuk Bakan'dan işbirliği teklifi
Konuk Bakan Cisse ise ülkelerinde TOKİ benzeri yapıyı hayata geçirmek için işbirliği önerisinde bulundu.

Cisse, "Yerinde genel bir durum tespiti yapmanızı arzu ederiz. Böylece çok belirli bir stratejik plan geliştirebiliriz. Ülkemize döner dönmez hemen resmi talepte bulunacağız ve sizden bir ekibin ülkemize gelip durum tespiti yapmasını isteyeceğiz" ifadesini kullandı.

27 Kasım 2013 Çarşamba

SICAK PARA GİRİŞİ

Yılın ilk çeyreğinde hızlanan kısa vadeli spekülatif sermaye akımları ve oluşan cazip getiri ortamında, sıcak paranın Türkiye portföyü, büyümesini sürdürerek mart sonu itibariyle 170 milyar dolara yaklaştı.
DÜNYA'nın Kalkınma Bakanlığı, Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) ve Merkez Bankası verilerinden yaptığı hesaplamaya göre, Türkiye'de parayla para kazanan spekülatif kısa vadeli yabancı sermayenin (sıcak para) hisse senedi, tahvil, bono, eurobond, mevduat gibi araçlara park etmiş yatırımlarının hacmi, ocak-mart döneminde yüzde 8.5 oranında net 13.2 milyar dolar büyüyerek 168.3 milyar dolara ulaştı. Bu dönemde yabancıların borsadaki hisse senedi portföyü yüzde 7.4 oranında net 5.8 milyar dolar büyüyerek 84.4 milyar dolara ulaştı. Yabancıların portföyündeki özellikle devlet iç borçlanma senetlerinin (DİBS) değeri yüzde 13.5 oranında net 7.7 milyar dolar büyüyerek 64.9 milyar dolar oldu. Mart sonu itibariyle yabancıların 18.6 milyar dolarlık mevduat ve 411 milyon dolarlık da eurobondu bulunduğu belirlendi.
Türkiye, sıcak paranın gözdesi
Krizdeki gelişmiş ülkelerin krizi aşmak için gittikleri parasal genişleme önlemlerinin küresel likiditeyi aşırı büyütmesi sonucu, özellikle geçen yılın ikinci yarısından itibaren gelişmekte olan ülkelere yönelik artan sıcak para akımlarından en büyük payı alan ülkelerin başında Türkiye geldi. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımı da Türkiye'ye sıcak para girişlerini hızlandırdı. Yabancı portföyünde yaşanan hızlı büyümede, hem geçen yıl hazirandan itibaren net fiili sıcak para girişlerinde yaşanan hızlanma hem de oluşan cazip getiri koşulları  sayesinde mevcut portföyün değerlenmesi etkili oldu. Faizlerde düşüş ve borsadaki yükseliş eğilimi sayesinde sıcak paranın yatırım yaptığı araçlardan elde edilen yüksek getirilerle birlikte kurların yatay seyri, portföyü daha da büyüten bir faktör oldu. Döviz arzını artıran sıcak para girişlerinin TL'yi değerlendirmesi ile bir anlamda sıcak para kendi karlılığını yarattı ve getirisi katlanan yabancı portföyü dolar cinsinden hızlı bir büyüme kaydederek rekor bir düzeye ulaştı.
Yıllık büyüme % 50'ye yaklaştı

Sıcak paranın Türkiye portföyünde mart itibariyle son bir yıldaki büyüme ise yüzde 50'ye yaklaştı.
Bu dönemde portföyde yüzde 45.9 oranında net 52.9 milyar dolarlık bir büyüme yaşandı. Son bir yılda yabancıların hisse senedi portföyü yüzde 40.2 oranında 24.2 milyar, DİBS portföyü yüzde 67 oranında 26.1 milyar, mevduatı yüzde 17.1 oranında net 2.7 milyar dolar büyüdü. Yabancı portföy yatırımlarının hacminin 2002'den bu yana ise 17.3 katlık bir büyüme kaydettiği belirlendi. Yabancı portföyü 2002 sonunda 9.2 milyar dolar düzeyinde bulunuyordu.

26 Kasım 2013 Salı

BAKAN BAYRAKTAR

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, İzmir programı kapsamında Vali Cahit Kıraç ve AK Parti İzmir İl Başkanlığı'nı ziyaret etti.
İl Başkanı Ömer Cihat Akay ile görüştükten sonra partililerle bir araya gelen Bayraktar, kentsel dönüşüm hakkında bilgiler verdi.
Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugüne kadar 50 bin bina yıktık. Yıl sonuna kadar 200 bin, önümüzdeki sene sonuna kadar 400 bin bina yıkacağız. Ülkemizdeki 24 bin 500 kilometre uzunluğundaki diri fay hattı üzerinde bulunan 14 bin konutun 6,5 milyonunu 20 sene içinde yenilemek istiyoruz.
Kentsel dönüşüme vatandaş talebi beklediğimiz gibi. Şu ana kadar evinin riskli olup olmadığının tespiti için lisanslı kurumlara şahsi olarak müracaat eden kişi sayısı 20 bine yakın. Bunlardan 16 bin 700 bina riskli bina olarak tespit edildi."  
Maketten konut satışına 'iki' garanti geliyor
Bir gazetecinin maketten ev satışına yönelik düzenlemeyle ilgili sorusunu yanıtlayan Bayraktar, maketten satışın devam edeceğini ancak garanti getirileceğini söyledi.
Bayraktar, "Maketten konut satışıyla ilgili imar kanunu ve tapulama kanununda değişiklik yaparak kat irtifakını temel üstü ruhsatından sonraya öteleme çalışmamız var. Bir ayağı da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülüyor.

Bizim verdiğimiz bilgi, maketten satış sonrası alınan paralar bankaya yatacak, müteahhit yaptıkça o parayı alabilecek. Bir diğer düzenleme de sigorta. Ne kadar konut satışa çıktıysa o kadarı sigorta edilecek. Sigorta şirketi, eğer varsa mağduriyeti giderecek. Yani iki garanti var" dedi.

25 Kasım 2013 Pazartesi

NEOGÖLPARK'IN TEMEL ATMA TÖRENİ

Yapı sektöründe yenilikçi yaklaşımları ve seçkin projeleriyle tanınan Neo Yapı, ev sahiplerine doğa kadar doğal, ayrıcalıklı bir yaşam sunan, Bolluca'da temellerini attığı NeoGölpark İstanbul projesine yeni dâhil olan Akasya Park'ı ve yeni alınan arazi ile daha da büyüyen Kiraz dalı Mahallesi'nin temel atma törenini keyifli bir organizasyonla kutladı.
Organizasyona Arnavutköy Belediye Başkanı A. Haşim Baltacı, başkan yardımcısı Melik Genç gibi önemli isimler katılırken, Neo Yapı'dan ev sahibi olanlar da çocukları ile beraber bu renkli etkinlikte yer aldı.
5. mahalle olarak projelendirilen Cevizlik Mahallesi'nin de çok yakında hayata geçirileceğinin müjdesi duyurulurken, temeli atılan yeni Kiraz dalı Mahallesi evi de organizasyon sırasında sahibini buldu.
Neo Yapı'nın Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Aydın temel atma töreni konuşmasında NeoGölpark İstanbul Evleri projesi kapsamında Bolluca bölgesinde 100.000 ağaç dikiminin gerçekleştirildiğini, bu ağaçların da bakıma ve korumaya alındığının bilgisini paylaştı.

Çocukların 100 adet çam fidanı da diktiği bu organizasyon, Yeni şehir İstanbul, 3. havalimanı, 3. köprü ile daha da değerlenen Bolluca'ya kendi doğasıyla sahip çıkmak, doğal bir yaşam sunmak adına da oldukça önemli bir misyona aracılık etti.

23 Kasım 2013 Cumartesi

ÇİMSA

Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş. (ÇİMSA), 2013 yılına ilişkin ilk çeyrek rakamlarını açıkladı. 2012 yılının aynı dönemine göre ciro bazında yüzde 44 büyüme kaydeden ÇİMSA, yılın ilk çeyreğinde 189,9 milyon TL ciroya ulaştı. ÇİMSA'nın 2013 yılı ilk çeyrek toplam yatırım harcaması ise 13,2 milyon TL olarak gerçekleşti.
Tüm planları operasyonların maksimum düzeyde verimliliği üzerine kurduklarını belirten ÇİMSA Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu “Büyüme odaklıyız. İç pazardaki doygunluğu da göz önüne alarak özellikle odaklandığımız uluslararası coğrafyada inorganik büyüme olasılıklarının değerlendirilmesi de gündemimizde” dedi. 
Dünyanın en büyük 2. beyaz çimento üreticisi 1990 yılından bu yana dünya beyaz çimento pazarında önemli bir konumda olduklarını kaydeden Hacıkamiloğlu şöyle konuştu: 
"Avrupa, Ortadoğu ve Karadeniz Havzasında yer alan 8 adet uluslararası çimento terminalimiz ile beyaz çimento pazarında önemli bir yerimiz var. 5,5 milyon ton klinker üretim kapasitesi ile Dünya'nın en büyük 2'inci beyaz çimento üreticisiyiz ve 900 bin tondan fazla çimento ihracatı ile dünyanın en büyük ihracatçısı konumundayız."
Teknoloji ve Ar-Ge'ye verdikleri önem sayesinde sektöre yön veren bir şirket haline geldiklerini de ifade eden Mehmet Hacıkamiloğlu, "Ar-Ge faaliyetlerimiz çerçevesinde yapı kimyasalı, prefabrik ve hazır beton sektörlerine destek veriyoruz. 2000'de üretimine başladığımız kalsiyum alüminat çimentosu ile yurt dışı satış faaliyetlerimizi genişlettik. Gri çimento operasyonunun yanında özel ürünler konusundaki yetkinliğimizi de üst seviyeye taşıyarak, özel çimentolar konusunda Dünya'nın en önemli şirketlerinden biri haline geldik" şeklinde konuştu.

Beyaz çimento alanında dünyanın ilk üç markasından biri olan Çimsa, Sevilla (İspanya), Alicante (İspanya), Emden (Almanya), Köstence (Romanya), Trieste (İtalya), Novorossisk (Rusya) ve Gazimagusa'da (KKTC) bulunan terminalleriyle uluslararası bir çimento üreticisi.

22 Kasım 2013 Cuma

KONUT KREDİSİNDE YOL

Dünyadaki bol likidite bankaların tahvil-bono ihraçları ile Türkiye’ye akarken, Merkez Bankası’nın faiz oranlarını düşürmesi ve hemen ardından beklenen ikinci not artışı gayrimenkul piyasalarını canlandırdı.
Faizdeki düşüş ve kampanyalar tüketiciye yaradı. Bazı bankaların faizlerini yüzde 0.65’e kadar çekmesi taksit miktarını bir anda 120 ay vadeli 100 bin TL’lik kredide 400 lira düşürdü.
Bankacılar, konut kredilerinin geçen yılın aynı dönemine göre 2 kat daha hızlı olduğunu belirtirken yıl sonuna kadar kredi hacmininde 100 milyar TL’ye ulaşmasını öngörüyorlar.
Bankacılar özellikle son 2 haftada konut kredisi talebinin yüksek olduğunu ifade ederken, aylık taksit ödemesinin de düşmesi ile kredi alabilecek kesimin genişlediğine işaret ediliyor. Mevduat bankalarının, yılbaşında 79 milyar TL düzeyinde bulunan konut kredi hacmi Nisan sonunda 86.4 milyar TL’ye ulaşırken katılım bankaları dahil konut kredi hacmi 85.9 milyar TL’den 94.0 milyar TL’ye geldi.
Taksit düştü müşteri arttı
Akbank Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge, konut kredi hacminin bu yıl çok rahat bir şekilde 100 milyar TL’yi devireceğini düşünüyor. Tözge, geçen yılın tamamında yüzde 14 büyüyen konut kredi hacminin 2013 sonunda yüzde 27 civarında artmasını beklediklerini işaret ederek “Neredeyse geçen senenin iki katı kadar büyüme var. Özellikle PPK’da Merkez Bankası’nın faiz indirmesi, not artırımı ve likidite bu canlılığın temel sebebi oldu. Üstelik, genel olarak nisan, mayıs ve haziran aylarında mevsimsellik etkisi ile de konut kredilerinin genel olarak hızlanma yaşadığı aylardır” dedi.
Tözge, geçen sene konut kredisi faizinin yüzde 1-1.1 düzeyinde olduğuna da işaret ederek bugünlerde ağırlıklı bandın yüzdde 0.70-0.75 olduğunu aktardı. Tözge, faizlerin bundan sonra çok hızlı bir düşüş yaşamasını beklemediğini ve ancak çok minimal hareketler olabileceğini de vurguladı. Tözge “Tüketicinin ödeyeceği taksitte son 6 aya baktığınızda yüzde 20’lik bir düşüş var. Örneğin aylık taksit 2.000 TL iken alamayan kişiler faizlerin düşüşü ile taksit tutarının 1.500 TL’ye inmesi ile kredi kullanabilir hale geliyor. Dolayısıyla hedef kitlede de bir artış var” dedi. İkinci elde hareketlendi Yapı Kredi Kişisel Bankacılık Pazarlama ve Konut Finansmanı Direktörü İsmet Erdem bugün yüzde 0.70 - 0.80 bandında seyreden konut kredisi faiz oranlarının 2013’ün ikinci çeyreğinde aşağı yönlü trendini koruyacağını öngördüklerini ifade ederek “Faiz oranlarındaki düşüş paralelinde özellikle ikinci el konut talebinin arttığını gözlemliyoruz. İnşaat sektörünün yeni proje lansmanları ile projeden konut kredisi satışları da hareketlendi. Bunlara ek olarak, yabancıya konut satışı ve kentsel dönüşüm projeleri de hem arz, hem de talep yönlü olarak sektörün büyümesinde etkili oluyor” değerlendirmesinde bulundu.
Faiz daha çok düşmez
Şeker Finans Genel Müdürü Bahadır Teker de faizde bundan sonra çok hızlı düşüşler beklemediğini söyledi. Teker, “Hem mevsimsellik, hem de piyasalardaki gelişmeler konut kredisi kullanımını hızlandırdı” dedi. Bu yıl içinde konut kredisi stok hacminin de çok rahat bir şekilde 100 milyar TL düzeyini aşmasının beklenebileceğini de aktardı. Teker, “Faizlerdeki düşüş ve artan talep tüketici bazında da değişim yaşatıyor. Gelir seviyesi daha düşük olan kişilerde de yaygınlaşma var. Ayrıca talebin dağılımı olarak baktığınızda sadece İstanbul ve Ankara değil hatta Anadolu kentlerinin daha hızlı büyüme rakamları olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu. Teker, tüketicinin artık daha uzun vadeli konut kredisi kullandığını da anlattı.
Anadolu, ilk 5 ili geçer
Garanti Mortgage Genel Müdürü Murat Atay, toplamda en çok konut kredisi hacmi olan ilk 5 ilin İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa olarak sıralandığıan işaret ederek “Ancak Anadolu da ciddi projeler gelmeye başladı,bundan sonra ilk 5 ilin dışındaki şehirlerde daha yüksek büyüme olacağını görüyoruz. Nitekim ilk 5 şehirin dışındaki konut kredisi kullanımlarının toplamdaki payları da artış gösteriyor” dedi. Atay, geçen yıl ağustos ayından beri faiz oranlarının düşmeye devam ettiğini aktararak “Merkez Bankası politikalarında değişiklik ya da yurt dışı piyasalarda farklı bir senaryo söz konusu olmazsa, faizlerin 2013 boyunca bu seviyelerde kalacağını düşünüyoruz” dedi.

Finansbank Perakende Bankacılık Direktörü Enis Kurtoğlu ise konut kredileri piyasasının son dönemde oldukça canlandığını vurgulayarak “Bu yıl, konut kredisi faizleri yüzde 0.70-0.80 aralığına geriledi. Bu oranlar, bugüne kadar konut kredileri faizlerinde gördüğümüz en iyi seviyeler. Konut kredilerinde faiz oranlarının düşmesi kullanılan kredilerin vadelerinin de uzamasına neden oldu. Faiz etkisinin azalması müşterileri daha uzun vadelerde kredi kullanmaya teşvik ediyor” diye konuştu. KrediPazarı.com’un Genel Koordinatörü Özlem Kılıç ise mayıs ayında 19 bankanın 120 ay vadede konut kredisi ortalamasının %0.82’ye, 60 ay vade ise % 0.79  düzeylerine kadar oranın indiğini kaydetti.

21 Kasım 2013 Perşembe

ORTAKLIK İÇİN SİNGAPUR İŞBİRLİĞİNE HAZIR

Singapur, Güneydoğu Asya'nın yüzölçümü olarak küçük, ancak dünya ekonomisindeki yeri ile oldukça büyük olan bir ülkesi. Knowhow'da  oldukça başarılı olan Singapur, güçlü mali yapısıyla dünyanın dört bir tarafındaki projelerde kendisine yer edinebiliyor. Türkiye ile de ortak projelerde hareket etmek isteyen Singapur, bunun göstergesi olarak son dönemde çeşitli adımlar attı ve Ankara'da büyükelçilik açtı. Singapur'un dünyada sayıca çokça elçiliği olmadığı göz önüne alınırsa, Ankara'ya elçilik açma kararı Türkiye ile daha fazla iş yapılabileceği inancının açık bir göstergesi olarak yorumlandı.
Türkiye'ye olan ilginin arttığını anlatan DEİK Türk-Singapur İş Konseyi Başkanı ve Singapur Fahri Başkonsolosu Mehmet Pınar Aran, Singapur'un işbirliği ve iş yapılabilecek bir ülke olduğunu söyledi. Özellikle büyük ölçekli işlerde Singapurlularla işbirliğine gidilmesi gerektiğini belirten Aran, Singapur'da coğrafi nedenler nedeniyle üretim olmaması nedeniyle güçlü bir knowhow olduğunu dile getirdi. Bu nedenle büyük şirketlerin Singapur ile iş yapabileceğini anlatan Aran, Singapur'da doğrudan CEO'lar gibi üst düzey yöneticilerle temasa geçilmesi gerektiğini kaydetti.
Pek çok sektörde potansiyel var
Singapur'un özellikle liman işletmeciliğinde dünyada önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Aran, bunun dışında çevre teknolojileri, şehir planlama ve elektronik gibi sektörlerde de ortaklıklar kurulabileceğini aktardı. Şehir planlamacılığına özellikle dikkat çeken Aran, Türkiye'deki belediyelerin bu alanda Singapurlu ortak hareket edebileceğini vurguladı. Singapur'un turizmde de oldukça iyi bir konumda bulunduğunu belirten Aran, özellikle golf turizminde karşılıklı işbirliği fırsatlarının yaratılabileceğini söyledi.
Singapur ve Türkiye arasında çok kapsamlı ticaret işbirliği imkanları olduğuna dikkat çeken Ankara Singapur Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Lorling Lee, "İnşaat, enerji ve nakliye sektörlerinin Türkiye'de önemli sektörler olduğunu biliyorum. Bu alanlarda beraber  alışabiliriz. Ayrıca otomotiv, şehir ve endüstriyel planlama ve geliştirme ile ekolojik altyapı alanlarına da odaklanabiliriz. Singapur firmalarının Türk firmalarına sunabileceği değer, küresel rekabet gücü yüksek ürün ve hizmetleri ile geniş çaplı uluslararası deneyim ve iletişim ağlarıdır. Türk firmaları da, girişimci ruhları ve iç bölgelere erişimleriyle Singapur firmalarını pekala tamamlayacaklardır" diye konuştu. Singapur ve Türkiye'nin karşılıklı farkındalık ve bilgi düzeyini artırması gerektiğini ifade eden Lee, şunları söyledi: "Singapur halen birçok Türkün Uzakdoğu olarak adlandırdığı bir coğrafyada yer almakta. Elbette, günümüz dünyasında, fiziki mesafeler sorun olmaktan çıkmıştır. Zihinlerdeki mesafelerin aşılması daha güç. Ankara Singapur Büyükelçiliğinin temel görevlerinden biri ticaret, yatırım ve diğer ortak çıkar alanlarında işbirliğini geliştiren, iki ülke arasında karşılıklı bilinci artırmaya yönelik faaliyetleri desteklemektir."
Türkiye'ye yatırım yapan firma sayısı artıyor
İki ülke arasında daha ileri ekonomik işbirliği için muazzam bir potansiyel olduğunu vurgulayan Lee, bir grup Türk firmasının Singapur'da işyeri açtığını açıkladı. Singapurlu firmaların Türkiye'deki yatırımlarına değinen Lee, "Az bilinen  bir gerçek ama Singapur Formula 1 gece yarışının aydınlatması bir Türk firması olan Genpower tarafından yapılıyor. Ayrıca, Port of Singapore Authority, Phillips Securities, Charles&Keith ve Jurong Consultants dahil artan sayıda Singapur firması Türkiye'de yatırım yapıyor. Singapur merkezli bir finans kurumu olan Phillip Capital, geçen yıl İstanbul merkezli hisse ve vadeli işlemler aracı kurumu Hak Menkul Kıymetler'i satın alarak İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda kote olan ilk Asya firması oldu. Singapur Borsası ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, Eylül 2012'de yatırım imkanları, bilgi ve tecrübe paylaşımını desteklemek amaçlı bir mutabakat anlaşması imzaladı" dedi.
Güneydoğu Asya'ya açılan bir kapı

Türkiye ve Singapur'un kendi coğrafyalarında önemli birer ülke olduklarını aktaran Lee, karşılıklı bu avantajın kullanılması gerektiğini kaydetti. Lee, "Kendi bölgelerimize açılan kapı ve yerel merkez olma gibi güçlerimizi avantaja dönüştürmeliyiz. Singapur, APEC ve ASEAN gibi yerel teşebbüslere üye olmakla birlikte, Güneydoğu Asya'da önemli bir ticaret merkezi konumundadır. Türkiye için Singapur Asya'nın geri kalanına uzanan bir sıçrama tahtası görevi görebilir ve Türk işletmelerinin yeni çözüm arayış ve pazarlama gayretlerine destek olabilir. Benzer şekilde Türkiye, Doğu Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yükselen bir merkez olarak görülmektedir. Singapur-Türkiye ilişkilerinin artan yoğunluğu sadece iki ülke için önemli değil, kendi bölgelerimizdeki üçüncü ülkelere de kapı açar nitelikte. Singapur ve Türkiye iyi arkadaş ve ortaktır. Üst düzey siyasi temaslarımız yanında, ekonomik anlamda, planlama ve bilgi iletişim teknolojileri de dahil çeşitli sektörleri kapsayan işbirliğimiz var. Ankara'da Singapur Büyükelçiliği'nin açılmasıyla ilişkiler hız kazanmış ve canlanmıştır" şeklinde konuştu.

20 Kasım 2013 Çarşamba

ÜÇÜNCÜ KÖPRÜNÜN ADI: "YAVUZ"

İstanbul Boğazı'na inşa edilecek 3. köprünün yapımını da içeren ''Kuzey Marmara Otoyolu Projesi'nin Odayeri-Paşaköy Kesimi''nin temelleri, İstanbul'un fethinin 560. yıl dönümünde  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı törenle atıldı. Yeni köprünün adı "Yavuz Sultan Selim" oldu. Köprünün adını Cumhurbaşkanı açıkladı.

Başbakan Erdoğan, İstanbul'a yapılacak üçüncü köprünün temel atma törenindeki konuşmasının ardından firmalardan projenin 29 Mayıs 2015'e yetiştirilmesi sözünü aldı. Erdoğan, "İnşallah 2 yıl sonra açılış töreninde bir arada olacağız" dedi.

19 Kasım 2013 Salı

TEKNOPARK İSTANBUL'DA

Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın sayılı teknoparklarından birisi olması hedeflenen, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) ana ortaklığında Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nın yanında kurulan Teknopark İstanbul, Ağustos sonunda start alıyor.
950 bin metrekaresi kapalı alan ve 1.5 milyon metrekaresi orman arazisi olmak üzere 2.5 milyon metrekarelik Teknopark İstanbul, tamamlandığında 30 bin yüksek nitelikli çalışan ile binin üzerinde yerli ve yabancı Ar-Ge odaklı kuruluşa ev sahipliği yapacak. 4 etaptan oluşan İstanbul Teknopark'ta yaklaşık 150 blok yer alacak. Teknopark İstanbul'un, birinci etapta tamamlanmak üzere olan 62 bin metrekare alandaki 6 blok ile birlikte ağustos sonunda hizmete girmesi bekleniyor.
Teknoparkta bu yıl birinci etabın 2. grup 6 bloğu, spor tesisi ile ikinci etap blokların inşaatına da başlanacak. Kendi binasını yapmak isteyen bazı üniversiteler ve şirketler de bu yıl 50 bin metrekarelik alanda temel atacak. 2015 sonunda Teknopark İstanbul'da 200 bin metrekarenin tamamlanması planlanıyor. 2023'e kadar bitirilmesi hedeflenen Teknopark İstanbul'un, yıllık yaklaşık 10 milyar dolar ciro elde etmesi bekleniyor.
Öncelik gelir değil katma değer yaratma
Teknopark İstanbul A.Ş. Genel Müdürü Turgut Şenol, DÜNYA'ya yaptığı açıklamada, inşaatına 2011'de başladıkları Teknopark İstanbul'da ilk etaptaki 6 bloğun açılışını Ağustos sonunda gerçekleştireceklerini ifade ederek, önceliklerinin gelir değil, çok ciddi bir teknoloji ve katma değer yaratma olduğunu, bu nedenle elde edilecek gelirin "mükemmel bir teknopark" yaratılmasında kullanılacağını anlattı. Firmaların ilgisinin üst seviyede olduğunu dile getiren Şenol, yüksek teknolojiyle ilgili firmaların önemli bir bölümünün ya geldiğini ya da gelmek için görüşme halinde olduğunu söyledi.

İlk etap için 1034 başvuru yapıldı

Yerli ve yabancı çok sayıda büyük şirket, ofis kiralarının metrekarede 25 lira olduğu Teknopark İstanbul'da yer almak için kuyruğa girdi. İlk etap için 1.034 başvuru gelirken, Bilim ve Teknoloji Kurulu'nca yapılan değerlendirmenin ardından yüzde 10'u yabancı olmak üzere 100 firmaya yer verildi. Daha çok bilişim teknolojilerinden talep gelmesine karşın Teknopark İstanbul'da ağırlıkla denizcilik, savunma sanayi, enerji, sağlık bilimleri, ileri elektronik ile havacılık ve uzay sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar yer alacak.
Yeni girişimcilere iletişim ve sekreterya ihtiyaçları, ofis desteği, iş planı, lisanslama, patent, fikri mülkiyet hakları ve benzeri konularda danışmanlık ve eğitim hizmetlerinin ücretsiz olarak verileceği Teknopark İstanbul içindeki kuluçka merkezleri için de 140 başvuru alındı. Söz konusu başvurulardan ilk etapta 30'u kabul edilebilecek. ABD ve Avrupalı 4 küresel firma da, Teknopark İstanbul'da global laboratuvarlarından birini kurmak istiyor.


18 Kasım 2013 Pazartesi

İHRACAT ŞAMPİYONLARI

İhracat şampiyonları listesine Ege Bölgesi'nden 129 firma girmeyi başardı. Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan 2012 yılı ilk bin ihracatçı listesinde Ege Bölgesi'nden 129 firma yer aldı. Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi'nden sonra listeye en fazla firma sokan ikinci bölge oldu. İzmir, ilk bin ihracatçı listesinde 60 firma ile İstanbul ve Gaziantep'ten sonra üçüncü il oldu. İhracat şampiyonları Türkiye'ye 2012 yılında 11 milyar 643 milyon dolarlık döviz kazandırdı. 
Ege İhracatçı Birlikleri'nden yapılan yazılı açıklamaya göre ihracatın şampiyonlar ligi olarak tanımlanan, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından her yıl açıklanan en fazla ihracat yapan bin firma listesinde, 2012 yılında Ege Bölgesi'nden 129 firma yer buldu. Aynı listede 2011 yılında 118 Egeli firma yer almıştı. İhracat şampiyonları Türkiye'ye 2012 yılında 11 milyar 643 milyon dolarlık döviz kazandırdı. 129 firma Ege Bölgesi ihracatının yüzde 67'lik dilimini gerçekleştirdi. İzmir 60 firma ile ilk bin ihracatçı listesine Ege Bölgesi'nden en fazla firma sokan il olurken, Denizli 24 firma ile ilk bin listesinde yerini aldı. 2011 yılında 14 firma ile ilk bin ihracatçı listesinde yer bulan Manisa bu yıl 20 firmasıyla listedeki konumunu güçlendirdi. İzmir, Denizli ve Manisa'dan toplam 104 firma İlk bin ihracatçı listesine girdi. Aydın ilinden 8 firma, Balıkesir'den 6 firma, Muğla'dan 4 firma, Afyon ve Kütahya'dan ise 3'er firma ilk bin ihracatçı listesinde yer almanın mutluluğunu yaşadı.
Türkiye genelinde en fazla ihracat yapan 4. firma olan Vestel Dış Ticaret A.Ş. 2 milyar 769 milyon dolarlık ihracat rakamı ile Ege Bölgesi'nin ihracat şampiyonu oldu. 2011 yılındaki ihracat seviyesini koruyan Vestel Dış Ticaret A.Ş., 2011 yılında da Türkiye genelinde en fazla ihracat yapan 4. Firma olarak listede yer almıştı.

Türkiye genelinde ihracatta 17. sıradan 13. sıraya yükselen Petkim Petrokimya Holding A.Ş. ihracat rakamını ise yüzde 30'luk artışla 741 milyon 736 bin dolardan 966 milyon 95 bin dolara çıkararak ilk 10'a göz kırptı. Petkim Petrokimya Holding A.Ş. bu başarılı performansı ile 2012 yılında İzmir'den en fazla ihracat gerçekleştiren firma olurken, Ege Bölgesi'nde ikinci sıradaki yerini sağlamlaştırdı.

16 Kasım 2013 Cumartesi

KOSGEB'İN DE DESTEKLEYECEĞİ MODELDE BAŞLANGIÇTA 10 KOBİ İLE YOLA ÇIKILACAK

İzmir'deki KOBİ'ler ortak sorunlarına ortak çözüm bulmak amacıyla çok ortaklı şirket kuruyor. KOBİ'lerin sorunlarına sahip çıkmak amacıyla 2004 yılında 13 KOBİ'nin öncülüğünde kurulan ve bugün üye sayısı 200'ü geçen EGEKOBİDER (Ege Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmeleri Derneği) rekabet etmekte zorlanan KOBİ'lerin birleşerek güçlenmelerini sağlamak amacıyla KOSGEB'in İşbirliği-Güçbirliği Programı kapsamında desteklenecek çok ortaklı bir şirket modeline öncülük etmeye hazırlanıyor. Başlangıçta 10 KOBİ ile yola çıkılması, birkaç yıl içerisinde 50 KOBİ'ye ulaşılması hedefleniyor.
EGEKOBİDER Yönetim Kurulu Üyesi Halil Karakaya, rekabet etmekte zorlanan KOBİ'lere güçlerini birleştirmek yoluyla üstün özellikler kazandıracak çok ortaklı bir şirket kuracaklarını söyledi. KOBİ'lerin işbirliği-güçbirliği anlayışında bir araya gelerek ortak sorunlara ortak çözümler üretilmesi amacıyla yola çıktıklarını anlatan Karakaya, 1.5 yıldır şirketin kuruluş hazırlıklarını yaptıklarını söyledi. Karakaya, ana sözleşmesi hazır olan şirketin bu yıl içerisinde faaliyete geçmesini hedeflediklerini belirtti. Geçmişte bu tür işbirliğigüçbirliği girişimlerinin olduğunu, hatta bunlardan bir çoğunun başarısız olduğunu hatırlatan Karakaya, özellikle başarısız olan modellerin bu yönlerini çok tartıştıklarını, onların yaptıkları hatalara düşmeyerek kalıcı bir birlikteliği uzun süre sağlayabileceklerine inandıklarını ifade etti.
İzmir ve Türkiye için güzel bir örnek çıkacak Birbuçuk yıl boyunca farklı bir takım fikirlerin ortaya çıktığını hatırlatan Karakaya, "Tartışma böyle bir şirketin başarılı olamayacağı, bu yolun yanlış olduğu yönünde değildi. Tam tersine bazı detayları şimdiden planlamak istediğimiz için şirketin kurulması konusunda acele etmedik. Çünkü özellikle İzmir bölgesinde işbirliği-güçbirliği adı altında geçmişte kurulan pek çok başarısız girişim vardı. Açık söylemek gerekirse böyle başarısız bir girişimle hiçbir şekilde karşılaşmamak için kılı kırk yardık. Ama eminim benzerlerinden çok büyük farklılıkları olan, İzmir ve Türkiye için çok güzel bir örnek çıkacak. Bu işbirliğini ilk etapta katılımcılar da dahil olmak üzere satın alma şirketi gibi görüyorlar. Ama bu ortak satın almayı da kapsayan çok ötesinde bir şey" dedi.


15 Kasım 2013 Cuma

TUSKON'UN TÜRKİYE - DÜNYA TİCARET KÖPRÜSÜ TOPLANTISI

Türkiye-Dünya Ticaret Köprüsü 2013 etkinliği başladı. Programa 130 ülkeden bin 300'ü yabancı toplam 2 bin 800 iş insanı katılacak. 20 bin iş görüşmesi yapılacak. Her bir iş insanının yapacağı görüşme sayısı ortalama 18'e ulaşıyor.  
Türkiye İş adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nun (TUSKON), Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) desteğiyle düzenlediği inşaat, inşaat malzemeleri, mobilya ve ilgili makinelere yönelik ‘Türkiye-Dünya Ticaret Köprüsü 2013 etkinliği başladı. TUSKON Başkanı Rıza Nur Meral, Türkiye'nin tanıtımına büyük katkı yapan ve onlarca ülkenin iş dünyasını buluşturan, aralarında köprü kuran geleneksel etkinlikte binlerce iş görüşmesi yapılacağını söyledi. Meral, "130 ülkeden toplam 2 bin 800 iş insanı katılacak. Program 19 - 20 Haziran tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. TUSKON sistemi üzerinden gerçekleşen randevulaşmalara göre her bir konuk işadamı ortalama 18 görüşme yapıyor, toplamda 20 bin görüşme gerçekleşecek. Bu, tek çatı altında dünyanın en büyük eşleştirme toplantılarından bir tanesi. Konuklar, iş konuştukları işadamlarımız tarafından evlerinde de ağırlanabiliyor. Böylece kültürümüzü, konukseverliğimizi de görmüş oluyorlar. Birçok işadamı daha sonradan turistik amaçla da geliyor. Biz her yıl farklı kimseler gelsin diye farklı isimleri tercih ediyoruz. Katılmayan ülkeleri programı almaya gayret ediyoruz. Bu yıl Yeşil Burun Adaları'ndan, Cape Verde'den bile katılımcılar geliyor" diye konuştu.
Bin tercüman ayarlandı
TUSKON Başkanı Rıza Nur Meral'in verdiği bilgiye göre toplantılarda bin tercüman görev alacak. 30 dilde tercüme yapılacak. Bu diller arasında Urduca, Bahaice bile var. Katılımcılar, açılıştan sonra önce masa başı görüşmeler yapacak, izleyen günlerde iş yeri ziyaretleri yapılacak. Arkasından bağlantı ve ilgilere göre 58 ile heyetler halinde gidilecek. Rıza Nur Meral, şöyle konuştu:
"Bizim işadamımız, sanayicimiz iş yerini göstermekten kaçınmıyor. Sanayi casusluğu korkusu duymuyor. Türkiye'nin üretim gücü bu ziyaretlerde konuk işadamlarının dikkatini çekiyor. Türk işadamları kıskanç değil. Başka ülkelerde sanayi casusluğu var diye kimse tesisini açmaz. Türkiye böyle değil, paylaşımcı. Bu şekilde kazanıyoruz. İnsanlar buradan Türkiye hayranı ve Türk dostu olarak hafta sonu ayrılıyor. Bundan sonra 'Yüzde 5 pahalı da olsa Türkiye’den alırız' diyorlar. Afrika tarafında büyük iş potansiyeli var. Ortadoğu, Suudi Arabistan’da 250 bin konutluk proje gündemde. Fas’ta Endonezya’da, Güney Amerika’nın genelinde böyle bir ihtiyaç var. Türklerin bu konudaki başarıları dünya tarafından takip ediliyor ve 'Gelin bize de yapın' diyorlar. Onun için inşaat sektörünü önemli alanlardan biri olarak belirledik. İnşaatla ilgili ortaklıklar için gelenler de var. Bu konularda güzel bir birikim var, bunları almaya geliyorlar. Gelenler alım heyeti ve yüzde 99’u mal almaya geliyor. Ama biz buraya bir de ortaklık boyutunu ekliyor ve isterseniz bu ürünleri sizin ülkenizde de üretebiliriz diyoruz" dedi.
Bu yıl gelenlerin 600'ü (toplam yabancı katılımcıların yüzde 43'ü) Afrika ülkelerinden. 170 katılımcı Asya Pasifik ülkelerinden gelecek. Dünyanın her tarafından katılım var. ABD'den 11 firma, Almanya'dan 4, Fransa'dan 14 firma geliyor. Rusya'dan da büyük katılım var. Bu ülkeden 30 firma temsilcisi buluşmaya geliyor.
Osmanbey'in en önemli müşterisi Afrikalılar
Rıza Nur Meral, TUSKON'un Afrika faaliyetleri hakkında şu bilgileri verdi:
"Biz Afrika ile ilk kez  2006’da program yapmıştık. 31 ülkeden 450 işadamı gelmişti. O güne kadar Afrika’yı kimse bilmiyordu. Üzerinden 7 yıl geçti şu anda Türkiye’yi çok iyi tanıyorlar. 2.5 milyar dolar ihracatımız vardı, şimdi 13 milyar dolara çıktı. Bu TUSKON’un ölçülebilir bir katkısı. Bizim dışımızda oraya fazla odaklana olmadı. Bu çalışmaların bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Afrika'da çok büyük iş imkanları var. Konut açığı var. İnşaat işleri büyük pazar. Türk işadamları kıtanın birçok ülkesinde önemli yatırım yaptılar, yapıyorlar. Türkiye'nin geniş tanıtımı sayesinde Osmanbey'in en önemli müşterisi Afrikalı alıcılar oldu."
Yılda iki kez yapılıyor

Meral, Ticaret Köprüsü toplantılarının yeni formatı hakkında da şu bilgileri verdi:
"Ticaret Köprüsü eskiden yılda bir kez yapılırdı. Bir seferde binden fazla işadamını ağırlıyoruz.  Gelenler çok etkileniyor. Türkiye’nin imajı oluştu. Sonra işin veriminin artması için sektörel olarak yılda iki kere yapmaya başladık. Yılın ilk yarısı ve ikinci yarısında (Mayıs-Haziran ve Eylül-Ekim) sektörlere ayırdık. Daha önce gıda ve tarım endüstrisi alanında yaptık. İnşaatı sonra tekstili, yaptık şimdi inşaatın ikincisini yapacağız. İnşaatın kendisi malzemesi makinesi ve mobilya var içinde. Biz TUSKON olarak ticaret heyetleri konusunda çok etkiniz. Yılda 400 civarında yurtdışına heyet gönderip 500 civarında da heyet ağılıyoruz. Bu yılda 900 heyet ediyor. Dünyanın her yerinden insan geliyor. 100 ülkeye gidiliyor ve 130 ülke ağırlanıyor. Yılın her hangi bir gününde 12 ülkede 15 heyetimiz olabiliyor. İnsanlar sürekli bir etkileşim içindeler. Fikir alışverişi oluyor. Bunlar daha sonra işe dönüşüyor."

14 Kasım 2013 Perşembe

TOKİ’NİN BU YILKİ YATIRIM TUTARI 5,4 MİLYAR LİRA

TOKİ Başkanı Karabel, yılın başından bu yana 27 bin 438 konut rakamına ulaştıklarının ve 5,4 milyar liralık yatırım yaptıklarının söyledi.
Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ahmet Haluk Karabel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TOKİ'nin planlı kentleşme ve konut üretimi seferberliği kapsamında son 10 yılda, ülke genelindeki 2 bin 659 şantiyede, 590 bin konut ve 4 bin 848 sosyal donatı gerçekleştirdiğini bildirdi.
Bu kapsamda 900 bin kişiye istihdam sağlandığını ifade eden Karabel, ayrıca yaklaşık 42 milyon metrekare yeşil alan düzenlemesi, 15 milyon ağaç dikimi ve çalı peyzajının yapıldığını belirtti.
Karabel, bu yıl 20 bin 368 konut uygulamasının ihale edildiğini, değerlendirme aşamasındaki 3 bin 712 ve ihale tarihi alan 3 bin 358 konutla toplam 27 bin 438 rakamına ulaşıldığı bilgisini verdi.
Ayrıca stadyum, spor salonu, okul, ticaret merkezi, cami gibi 147 sosyal donatının ihalesinin gerçekleştirildiğini anlatan Karabel, İdarenin bu yıl 5,4 milyar lira yatırım yaptığına işaret etti. Karabel, yaklaşık 218 bin 726 konutun planlama aşamasına getirildiğini bildirdi.

Karabel, hedefe ulaşmak için her yıl 40 bin konut üretmeleri gerektiğini, TOKİ'nin yıllık performansının ise bu rakamın üzerinde olduğunu kaydetti.

13 Kasım 2013 Çarşamba

TÜRKMENİSTAN'DA İNŞAAT İLE PEKÇOK SEKTÖRE KAPI AÇILDI

Türkmenistan, Asya’nın en istikrarlı büyüyen ekonomilerinden birisi. Dünyadaki ekonomik krizlere rağmen kalkınma programlarına uygun bir şekilde yatırımlarına devam ediyor. Bu yatırımlarda da en çok payı Türk müteahhitlik firmaları alıyor. Geçtiğimiz yıl Türk müteahhitlik sektörü Türkmenistan'da 4.9 milyar dolarlık iş aldı. Bu yılın ilk yarısında ise bu rakam 5 milyar dolara ulaştı. 2013 yılının toplam kontrat bedellerinin 8 milyar doları aşması bekleniyor. Bu rekor kontratlar, Türkmenistan'ı iki yıldır müteahhitlik alanında dünyada en yüksek iş yapılan ülke konumuna getirdi.
Türk müteahhitlerin aldıkları projeleri söz verdikleri şekilde yapmaları, Türkmenistan'da Türk işinsanlarına olan güveni artırdı. Bu sayede inşaat dışında farklı sektörlerde de Türkmenistan'da iş yapmak mümkün hale geldi. Türkmenistan’daki en büyük iş alanının halen inşaat sektörü olduğunu söyleyen DEİK Türk-Türkmen İş Konseyi Eş Başkanı Sefa Gömdeniz, her türlü inşaat malzemelerine Türkmenistan'da ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Bununla beraber enerji, tekstil, kimya, petrokimya ve sağlık sektörlerinde de yatırım fırsatları olduğunu ifade eden Gömdeniz, "İhraç edilecek ürünler arasında, yine başta inşaat malzemeleri olmak üzere, gıda, kimyevi madde, tekstil, iş makineleri, sanayi makineleri, tarım makineleri, elektrik malzeme ve ekipmanları, petrol ve gazla ilgili malzeme ve ekipmanları sıralayabiliriz" dedi.
'Türkmen firmalarla bağlantı kurulmalı'
Türkmenistan'da artık ciddi bir yerli sermaye oluştuğunu anlatan Gömdeniz, ticaretin büyük çoğunluğunun ve orta çaplı inşaat işlerinin artık Türkmen firmaları tarafından yapıldığını kaydetti. Gömdeniz, sözlerine şöyle devam etti: "Bazı Türkmen firmaları ise büyük inşaat isleri yapmaya başlamış olup bünyelerinde uzman Türk mühendisleri çalıştırıyorlar. Türk firmaları ancak uzmanlık gerektiren işlerde başarılı olabilir ve bu projelerini gerçekleştirmek için uğraşmalıdır. Yeni firmaların katılması ise çok zor olup mevcut Türk veya Türkmen firmalarıyla bağlantı kurulmalıdır. Firmalarımız göndereceği elemanlara çok dikkat etmeli. Türkmen örf ve ananelerine uygun olanları seçmelidir. Ankara ve İstanbul’daki Türkmenistan diplomatik misyonu, Türkmenistan'daki Türk Büyükelçiliği, ticaret müşavirliği, Tika, Ziraat Bankası ve Türkmen ortaklığı olan Türkmen Türk Ticaret Bankası, DEİK ile temasa geçilerek bilgi alınmalı ve yine iş yapan Türk firmalarının deneyimlerinden yararlanılmalıdır.
Türkmenistan'daki Türk sergileri ile yerel sergilere katılmakta da büyük fayda sağlamaktadır. En az bir yıl iş alınamayacağını düşünerek 2-3 yıllık bütçeyle planlama yapılmalıdır."
Olimpiyatlara ev sahipliği yapacak
Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguly Berdimuhammedow'un ülkenin kalkınmasında önemli bir paya sahip olduğunu vurgulayan Gömdeniz, "Berdimuhammedow dinamik, enerjik ve vizyoner yapısıyla Türkmenistan’da gerçekleştirdiği dev eserlerle ülkesini dünya çapında tanınır duruma getirmiştir. Türkmenistan çeşitli alanlarda Guiness Rekorlar Kitabı’na girmiş yine uluslararası saygın kurumlar tarafından tasarım ödülleri almıştır. 2017 yılında Asya Olimpiyatları'nın Aşkabat’ta  yapılacak olması Aşkabat ve diğer şehirleri birer şantiye haline getirmiş olup, spor merkezleri, oteller, kültür merkezleri, müzeler, hastaneler, konutlar ve alışveriş merkezlerinin sayıları hızla artmaktadır. Havalimanları, deniz limanı, otoyol ve demir yolları, atık su ve temiz su arıtma tesisleri, enerji nakil hatları, doğalgaz çevrim santralleri hızla inşa edilmektedir. İş adamları olarak kendisine büyük saygı duyduğumuz Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Gurbanguly Berdimuhammedow, Türk firma ve insanına çok güvenerek büyük projeleri ihale etmiş, bizler de bu güvene layık olmak ve Türkmenistan ekonomisine yeni tesisler kazandırmak için elimizden gelen tüm gayretleri göstermekteyiz" diye konuştu.