26 Ağustos 2013 Pazartesi

HİDROLİK PNÖMATİK KONGRESİ

MMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından altıncısı düzenlenen Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi ve Sergisi (HİPKON), İzmir’de MMO Tepekule Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirildi 12-15 Ekim tarihleri arasında dört gün süren kongre, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yanı sıra, yedi meslek örgütü, on bir üniversite ve on beş basın-yayın kuruluşu tarafından desteklendi. 

Kongre İzmir Flamenko Dans ve Müzik Atölyesi “Flamenko Esmirna” gurubunun gösterisi ile başladı. Kongrenin açılış konuşmaları ise MMO İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet ÖZSAKARYA, Kongre Yürütme Kurulu Başkanı Ertan Soydan, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber ÇAKAR, Akışkan Gücü Derneği (AKDER) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet KURTÖZ, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Rektörü Prof. Dr. Mustafa GÜDEN ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlık Danışmanı Muzaffer TUNÇAĞ tarafından yapıldı. 
MMO İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet ÖZSAKARYA kongrenin açılışında mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı ve TMMOB’nin mesleki etik ilkelerine değindikten sonra özetle şöyle devam etti: 
“Bundan sonra da ‘ben yaptım oldu’ anlayışı ile plansız ve projesiz yapılan, düştüğü yerden bir avuç toprak alma gayreti ile yürütülen çalışmalara karşın, gözden çıkarılmak istenen mühendis, mimar ve şehir plancısı ve yüreği ülke sevgisiyle dolu yurttaşları ile tekniği, bilimi ve hukuku öncelikleri olarak kabul eden anlayışla çalışmalarını devam ettirecektir.

Oda olarak, hükümeti ve yerel yöneticileri İzmir adına, şehircilik kurallarına, bilimsel temellere, plan ve programlara dayanan, halkın yararına olan, sorun değil çözüm üreten, kentliyle paylaşılan projeler üretmeye çağırıyoruz.
Değerli konuklar, yukarıda sıraladığım amaçlar doğrultusunda, birincisi 1999 yılında bini aşkın katılımcı ile gerçekleşen Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi ve Sergisi’nin altıncısını TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına, İzmir ve İstanbul Şubelerimiz yürütücülüğünde gerçekleştiriyoruz. Diğer tüm kongrelerimizde olduğu gibi Hidrolik Pnömatik Kongremiz de, üyelerimizle ve sektör bileşenlerimizle buluşuyor olmamızdan dolayı büyük bir heyecan duyuyoruz.

MMO olarak, 1999 yılından bu yana düzenlediğimiz Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongreleri ile demir-çelik, makina, inşaat, otomotiv, 
gemi inşa, savunma, gıda, tekstil, kimya, plastik ve ambalaj sanayinin önemli ekipman ve malzemelerini üreten ve ithal eden, projelendiren, mühendislik uygulamalarını gerçekleştiren ve satış sonrası hizmetlerini yürüten hidrolik-pnömatik sektöründe bilginin paylaşımı için etkin bir platform oluşturmayı amaçlıyoruz.
Bugüne dek düzenlenen beş kongremize, 3.586’sı kayıtlı delege olmak üzere toplam 6.650 kişi katılırken, söz konusu kongrelerde 177 bildiri sunumu, 7 panel, 39 atölye çalışması, 1 yuvarlak masa toplantısı, 4 kurs ve 3 sabah toplantısı gerçekleşti. Kongremiz ile birlikte düzenlenen sergimizde ise 386 firma katılımcı olarak yer aldı.

Bir kez daha ev sahipliğini yaptığımız kongremiz, bugüne dek akademisyeninden, sanayicisine, uygulayıcısından, bu alanda eğitim alan öğrencisine sektörün kendi içinde iletişim kurmalarına olanak tanırken, eksikliği hissedilen Türkçe yayınları sektöre kazandırdı, sektör ile ilgili düzenlenen yasa, yönetmelik ve standartlara yönelik çalışmalara müdahil oldu, sergimizin de katkısıyla sektör firmaları arasında iletişim güçlendi. 

İçinde bulunduğumuz 2011 senesinin Odamız adına kongreler, sempozyumlar ve sergiler yılı olması, bize büyük bir mutluluk ve gurur veriyor. Geçtiğimiz Nisan ayında düzenlediğimiz 10. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi ve Fuarı TESKON ile 30 Eylül-2 Ekim tarihleri arasında yine şubemiz yürütücülüğünde bir ilk olarak ulusal çapta gerçekleşen Endüstri Mühendisliği Yazılımları ve Uygulamaları Kongresi ve Sergisi’ni yoğun katılım ve başarıyla tamamladık. Bu tür çalışmalarımızı 16-17 Aralık 2011 tarihlerinde düzenleyeceğimiz İzmir Rüzgâr Sempozyumu ve Sergisi ile de devam ettireceğiz. Böylesi ufuk açıcı kongre, sergi ve sempozyumlarla hem sektörel sorunları tartıştırıp üyelerimiz ve sektör bileşenleri arasındaki iletişimi kuvvetlendirdiğimizi, hem de İzmir’in kongreler, fuarlar ve sergiler şehri olmasına katkıda bulunduğumuzu düşünüyoruz.”

Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi ve Sergisi’nde bu yıl da açılış konferansı, bildirileri, atölye çalışmaları, kursları, paneli, yuvarlak masa toplantıları, söyleşileri, forumları ile dinamik bir kongre programı oluşturmayı hedefledik ve 6. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi’ni bir uygulama okulu gibi tasarladık. Bu doğrultuda 12 adet atölye çalışması, 5 adet kurs, 2 yuvarlak masa toplantısı ile işletmelerde günlük akış sırasında karşılaşılan sorunlar ve onların çözüm yolları konularındaki deneyimler uzman meslektaşlarımız tarafından katılımcılara aktarılacak. Kongre kapsamında düzenleyeceğimiz panel ile imalat, ihracat, ithalat, ARGE/ÜRGE, standardizasyon, mesleki etik, örgütlenme, eğitim gibi konularda sektörün bugünkü ve gelecekteki durumunu ortaya koymayı amaçlıyoruz.

Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongrelerinin ilkini düzenlediğimiz tarih olan 1999 yılından bu yana geçen sürece bakıldığında; kongrelerin hidrolik pnömatik meslek alanının gelişmesine olan katkıları belirgin olarak gözlenmektedir. Bugün birçok üniversitede bu alanda hidrolik pnöamtik konularında seçimlik dersler verilmektedir. AKDER tarafından oluşturulan eğitim merkezi UAGEM’in (Ulusal Akışkan Gücü Eğitim Merkezi) verdiği eğitimlere katılan kişi sayısı 400’ün üzerindedir. Makina Mühendisleri Odası eğitim programlarında hidrolik, pnömatik ve otomasyon önemli bir yere sahiptir. Ara teknik eleman yetiştiren meslek lisesi ve meslek yüksekokulları ile sektör firmalarının ilişkileri gelişmektedir. Bütün bu gelişmelere 6.sını düzenlediğimiz Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongrelerinin önemli katkısı olmuştur.

İlk defa 5. Kongrede başlayan ve bu Kongremiz ile devam edecek olan yuvarlak masa toplantıları bu yıl ikinci kez iki ana konu başlığı altında konunun ilgilileri tarafından tartışılacak. Yuvarlak masa toplantıları kapsamında imalatçı, uygulayıcı ve kullanıcıların katılımıyla “Pickling Flushing (Kimyasal ve Yağ ile Temizleme)” ve “Sistem Tasarımı, Fonksiyon Testleri ve Yasal Zorunluluklar” ana başlıklarında düzenlenecek iki toplantı ile yaşanan problemler tüm yönleriyle ele alınacak. 

Ayrıca kongremiz süresince, genç mühendisler ve sektörde çalışacak ara teknik elemanlar için 5 adet kurs düzenlenecektir. Kongrede düzenlenecek kurslar “Hidrolik Sistemlerde Bağlantı Tekniği”, “Temel Hidrolik Devre Elemanları ve Uygulama Teknikleri”, “Sızdırmazlık Elemanları Montaj Teknikleri”, “Kompresör Seçimi ve Basınçlı Hava Tesisatı, Hava Kaçaklarının Önlenmesi ve Pnömatikte Enerji Verimliliği” ve “Mobil Valfler – Seçim Kriterleri ve Uygulama Esasları” olarak belirlenmiştir.

Üniversitelerin mühendislik bölümlerinde lisans ve yüksek lisans eğitimi alan öğrencilerin hidrolik ve pnömatik konularında hazırladıkları bitirme projelerini desteklemek, nitelikli bilimsel çalışmaları ödüllendirmek amacıyla bu yıl ikincisini düzenlediğimiz “Üniversite Öğrencileri İçin Hidrolik Pnömatik Proje Yarışması”nın ödül törenini ve dereceye giren projelerin sunumlarını da kongremiz kapsamında gerçekleştireceğiz.

Sektör bileşenleri arasındaki iletişim arttırmayı, ilgilileri yeni teknolojilerle tanıştırmayı amaçlayan sergimize ise 40’a yakın firma katılacaktır. 

Hidrolik pnömatik sektöründe ürün ve hizmet üreten, uygulayan kuruluşlardaki çalışanları, akademisyenleri ve sivil toplum örgütlerinde görev yapan kişileri aynı masa etrafında toplayan bir platform olma özelliği taşıyan kongremizde, sektörde faaliyet gösteren herkesin söz almasını diliyoruz.”

MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber ÇAKAR ise şöyle konuştu: 
“Meslek ve meslektaşın korunması, geliştirilmesi ve uzmanlık alanlarımızla ilgili mesleki bilgi birikimi ve örgütsel gücümüzün ülkemizin kalkınması ve halkımızın yararına sunulması, üye sayısı 80 bini aşan Odamızın ana iki faaliyetidir. Meslek ve uzmanlık alanlarımız ve bağlantılı sektörler üzerine ve çoğu hidrolik pnömatikle bağı bulunan; asansörden tesisata, tekstil teknolojilerinden işçi sağlığı ve iş güvenliğine, uçak ve havacılıktan endüstri mühendisliğine, kaliteden kaynağa, makina tasarımından tıbbi cihaz teknolojilerine, demir çelikten otomotiv ve bakım teknolojilerine dek her çalışma döneminde düzenlediğimiz kongre, kurultay, sempozyum etkinlikleri; meslek içi eğitim ve belgelendirme; teknik mevzuat, onaylanmış kuruluş, akreditasyon çalışmaları; mesleki denetim, bilirkişilik–ekspertizlik, teknik ölçüm hizmetleri; ilgili raporlar ve zengin yayın çalışmaları bu kapsamda yürütülmektedir. 

Hipkon’un katkıları
Tamamen bir mühendislik alanı olan hidrolik pnömatiğe ilişkin 10 yıldan beri düzenlediğimiz kongrelerimizin; ürün tasarımından imalata, kullanım alanlarına, satış ve bakım hizmetlerine kadar sürecin her aşamasında üyelerimizin görev yaptığı sektörün geliştirilmesi ve korunması açısından öncü bir rol üstlenmiş ve önemli işlevleri yerine getirmiştir. 
Bu sayede sektör içinde iletişimin oluşması sağlanmıştır. Bu alanda çalışan kişi, kuruluş ve kurumlar sektör denilebilecek bir bütünün parçası olduklarını fark etmiştir. 

Mühendislik uygulamaları, Ar-Ge, inovasyon ve yerli üretimin önemi anlaşılmıştır. 
Sektörün ilk örgütlerinden olan AKDER, kongre platformlarının katkısıyla gelişmiş; yasa, yönetmelik, standartlara yönelik çalışmalar başlamıştır. 

Kongrelerin akademik dünyada yarattığı etki ile makina mühendisliği bölümlerinde hidrolik pnömatik seçmeli ders olarak verilmeye başlanmıştır. 
Basılı/yazılı eser geleneği bulunmayan bu alanda çok az olan Türkçe yayın sayısı artmış, sektörel yayın hareketliliği oluşmuştur. Bu kapsamda Odamız da; beş adet bildiri, beş adet sektörel sorunların tartışıldığı panel kitabı yanı sıra “Pnömatik İletim Temel Bilgileri”, “Hidrolik Devre Elemanları ve Uygulama Teknikleri”, “Pnömatik Devre Elemanları ve Uygulama Teknikleri”, “Basınçlı Hava Tesisatı”, “Hidrolik Pnömatik Türkçe-Almanca-İngilizce Sözlük” yayımlamış; bunların dışında asansör tesisat, otomatik kontrol ve diğer uzmanlık alanlarımızla ve hidrolik pnömatik ile bağlantılı çok sayıda kitap basımı yapmıştır. 
Tüm bunların 9–10 yılda gerçekleşmiş olması çok önemlidir, gurur vericidir. 

Durgunluk dönemi kapıda
Bu gelişmelere karşın bizi kuşatan ve içinde bulunduğumuz genel ve özel koşulları da gerçekçi bir biçimde paylaşmamız gerektiğini düşünüyoruz. Dünyayı saran krizin ülkemize yansımaları ile 
Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları, daha özelde imalat sanayi, makina imalat sanayi ve hidrolik pnömatik sektörünün sorunlarının iç içe geçtiğini saptamak durumundayız. 
Bu çerçevede 31 yıllık serbestleştirme sürecinde sanayide sübvansiyonların büyük ölçüde kaldırıldığı, KİT yatırımlarının durdurulduğu, büyük ölçekli sanayi kuruluşlarının özelleştirildiği, sabit sermaye yatırımlarında gerileme yaşandığı, Gümrük Birliği hedefleri doğrultusunda tüm sektörlerde korumacılığın asgariye indirildiği, sanayimizin eşitsiz koşullarda küresel rekabete açıldığı birer gerçektir. 
İşte bu olgu ve süreçlerin koşullamasıyla, sanayi genelinde öz kaynaklardan çok ithal kaynaklar girdi olarak kullanılmış, küresel güçlerin dayattığı işbölümü ile fason üretim ve taşeronlaşma egemen kılınmış, kaynak tahsisinin iç ve dış 
piyasalar yoluyla sağlandığı bir modele geçilmiştir. 
Gelinen noktada, istihdam yaratmayan ve gerçekte sıcak para destekli sözde “büyüme” yıllarından ekonominin ölçeğinin küçüleceği, cari açık sorunuyla boğuşulacağı bir durgunluk dönemine girilmektedir. 
Hidrolik-pnömatik girdilerini yaygın olarak kullanan demir-çelik, makina imalat, iş ve inşaat makinaları, otomotiv, savunma, gıda, ambalaj, 
gemi inşa, sağlık, barajlar, otomasyon ve robot teknolojileri gibi sektör, teknoloji ve faaliyet alanlarının bu olumsuz koşullardan etkilenmesi ve bu etkilerin sürecek olması kaçınılmazdır. 

Hidrolik pnömatik sektöründe son durum
Türkiye’nin hidrolik pnömatik sektörünün teknoloji kullanımı ve projelendirme açısından dünyanın gerisinde kaldığı söylenemez. Hatta sistem üretme noktasında oldukça iyi durumda olduğumuzu söylemek mümkündür. Ama üretim açısından aynı durum söz konusu değildir. Bu noktada sektörün ana sorunları yerli üretim, AR-GE, sektörle ilgili teknolojik ve endüstriyel birikim, sermaye/finansman ve kalifiye işgücü yetersizlikleri ile yüksek girdi maliyetleri, ithal ürünlerin yerli üretime göre pazar paylarının yüksek oluşu ve dışa bağımlılık ile düşük verimlilik olarak sıralanabilir. 
Yerli üreticilerin 
ihracatta yaşadıkları sorunlar ve çoğunluğu KOBİ düzeyinde olan bu firmaların kamu desteklerinden yararlanmaları ve bilgilendirilmeleri ile ilgili ciddi eksiklikler yaşanmaktadır. Uzakdoğu’dan gelen denetimsiz, standartlara uygun olmayan ürünler de yerli üretimi olumsuz etkilemektedir. 
Ülkemizdeki hidrolik pnömatik sektör boyutu gelişmiş ülkelerin çok altındadır. Makina imalat sanayinde, uluslararası kriterlere göre hidrolik–pnömatik ekipmanlarının kullanım oranı 10 düzeyinde olması gerekirken, bu oranın çok daha düşük seviyelerde olduğu bilinmektedir. 
İzlenen bilim, teknoloji ve sanayi politikaları sonucu bugün yerli üretimde yüzde 65 oranında ithal girdi kullanılmakta, makina imalat sanayinde iç pazar talebinin yüzde 55’i ithal makinalarla karşılanmaktadır. Ne yazık ki makina üreticileri yerli devre elemanlarını yeterince kullanmamaktadırlar.
Gerekli önlemler alınmazsa çoğu 
KOBİ niteliğinde olmak üzere birçok işyeri tekrar üretimini durdurma, kapanma ya da büyük firmaların isteklerine tabi olma seçeneğiyle yüz yüze kalacaktır. 
Sektörün içinde bulunduğu sorunlara yetişmiş eleman eksikliği açısından da bakmak gerekiyor. Meslek liselerinde ve teknik liselerde hidrolik pnömatik bölümleri bulunmakta ve nispeten uygulama ağırlıklı eğitimler verilmektedir. Ancak hidrolik pnömatik teknolojisi o denli hızlı gelişmektedir ki, öncelikle eğitim kadrolarının sektördeki teknolojik gelişmeleri yakından izleyebilmeleri gerekmektedir. Odamız ve sektörel kuruluşların yaptığı, yapacağı çalışmalara üniversiteler ve sektörün vereceği destekle, sektörün bu konudaki eksiklerinin üzerine gidilebilecektir. 
Üniversiteler ve meslek yüksekokullarının laboratuvar olanakları bakımından teknik liseler kadar şanslı olmadığını da saptamamız gerekiyor. Hidrolik pnömatik eğitimi, kongrelerimizin de katkısıyla üniversitelerde son yıllarda seçmeli ders olarak verilmeye başlanmıştır. Son yıllarda AKDER ve Odamız tarafından düzenlenen eğitimler ile eğitim konusu biraz daha yaygınlık kazanmıştır. 

Dışa bağımlılığa son verilmeli
Türkiye’de yerli üretimin artması, ilgili sektörlerin üretim kapasitelerini artırmaları, kapasitelerini tam kullanmaları, ithalata yüklenmemek ve dışa bağımlılıktan kurtulmak ile olanaklıdır. Sektörün gelişimi bu önlemler ve yatırımlarla sağlıklı temellere kavuşacaktır. 
Yenilikçiliğe önem vermeyen, imal ettiği ürünleri devamlı olarak geliştirme çabasında olmayan, pazar ihtiyaçlarını gözleyip yeni modelleri programa almayan, bunları gerçekleştirmek için bünyesinde mühendis istihdam etmeyen kuruluşların ciddi sıkıntılar yaşamaları ve zorunlu olarak imalattan çekilmeleri veya fason üretime yönelmeleri kaçınılmazdır. 
Benzer bir şekilde CE işareti uyum çalışmaları da çok önemli bir mühendislik konusudur. Dışardan alınacak danışmanlık hizmeti ile bu işleri yürütmek, her yeni model için yeniden hizmet almak çok pahalı bir yöntemdir. Bu nedenle krize karşı firmalarımızda son yıllarda artan mühendis istihdamının düşmemesini ve artarak devam etmesini diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder