26 Ağustos 2014 Salı
23 Ağustos 2014 Cumartesi
18 Ağustos 2014 Pazartesi
16 Ağustos 2014 Cumartesi
10 Ağustos 2014 Pazar
9 Ağustos 2014 Cumartesi
6 Şubat 2014 Perşembe
BLOK MASINI
BLOK MAŞINİ (BRİKET MAKİNESİ) SEKTORUNDAKI OZUNDƏN ƏMİN VE TAM MÜŞTƏRİ MƏMNUNİYYƏTİ MƏQSƏDLİ ÇALIŞMALARIMIZ QARŞILIĞINI BUGÜN BAZAR PAYIMIZIN YÜKSEK OLUŞU GÖSTƏRİLMİŞTİR.
İSTEHSAL ETDİYİMİZ BLOK MAŞINALARINA (BRİKET MAKİNESİ) VERDİĞİMİZ 2 İLLİK ŞƏRTSİZ ZƏMANƏT VAXTINI TƏMİRAT VƏ BAXIMINI GERÇƏKLƏŞDİRDİYİMİZ İKİNCİ ƏL BLOK MAŞINALARINA’DA VERƏRƏK SEKTORDA BİR İLKİ GERÇƏKLƏŞDİRDİK.
GÜNÜMÜZDE BLOK MAŞINALARI (BRİKET MAKİNESİ) SEKTORUNDA ƏSASƏN İŞƏ YENİ BAŞLAYAN İSTİFADƏÇİLƏR AXTARIŞLARINI İNTERNET TƏRƏFİNDƏN ETDİKLƏRİNİ,TƏCRÜBƏSİZ VƏ HEÇ BİR KEYFİYƏT STANDARTI OLMAYAN FİRMALARIN İSTEHSALI SATIN ALDIQLARINDA SONRADAN XOŞAGƏLMƏZ SÜRPRİZLƏRLƏ QARŞILAŞTIQLARINI GÖRDÜK.
BİZ BEYAZLI GROUP OLARAQ BUGÜN İNTERNET TƏRƏFİNDƏN SATILIK BLOK MAŞINI, BLOK MAŞINLARININ QİYMƏTLƏRİ YADA BLOK MAŞINI İSTEHSALI KİMİ HƏRHANSI BİR KƏLİMƏ AXTARILDIĞINDA İSTEHSALINI ETDİYİMİZ BÜTÜN MAŞINLARA AİD QİYMƏTLƏRİ , TEXNİK ŞƏRTNAMƏLƏRİ İLE BİRLİKDƏ SONRADAN HEÇBİR XOŞAGƏLMƏZ SÜRPRİZE FÜRSƏT VERMƏYƏCƏK ŞEKİLDƏ YAYINLAYABİLƏN ŞƏFFAF BİR FİRMA OLMAYA ÖZEN GÖSTƏRİRİK.
AYRICA HƏR İL 4 DƏFƏ YARATDIĞIMIZ KAMPANYALAR SAYƏSİNDƏ YENİ BLOK MAŞINLARI QİYMƏTLƏRİNİ İKİNCİ ƏL BLOK MAŞINLARINDAN SƏRFƏLİ HALA GƏTİRDİK.
BÜTÜN BU ÇALIŞMALARIMIZIN NETİCƏSİNDƏ BLOK MAŞINLARI SEKTORUNE AİD GƏLƏN TƏLƏPLƏRİN YOĞUNLUĞU BİZİ İKİNCİ ƏL BLOK MAŞINLARI İŞİNİ AYRI BİR FİRMA SAHƏSİ ALTINDA ETMƏYƏ ,BU ŞEKİLDƏ DAHA QURUMSAL,TƏSİRİN VƏ QISA VAXTDA NƏTİCƏYƏ ÇATA BİLƏCƏK HALA GƏTİRMƏYƏ SÖVQ ETMİŞDİR.
BU MƏZMUNDA 2009 İLİNDƏ PRESMAC MARKASI ADI ALTINDA İKİNCİ ƏL BLOK MAŞINLARI SEKTORUNDA AİD FİRMAMIZI,YENİ BLOK MAŞINLARI İSTEHSALI FİRMAMIZ OLAN BEY-SAN-MAK DAN TAMAMƏN AYIRARAQ SƏRBƏST ÖZ TEKXİK KADROSU İLƏ BİRLİKTƏ QURDUQ.
GÜNÜMÜZDƏ FİRMAMIZ HEM YENİ BLOK MAŞINLARI İSTEHSALINDA BEY-SAN-MAK OLARAQ,HEMDE İKİNCİ ƏL BLOK MAŞINLARI SEKTORUNA PRESMAC OLARAK HƏM QİYMƏTLƏRİ,HƏM TEKXİK VƏ SATIŞ STRATEQİASİ OLARAQ ŞƏFFAF BİR ANLAYIŞININ OLMASI MÜNASEBETİ İLƏ BAZARDAN HƏDƏFLƏDİYİ PAYI ALMANIN DÜZGUN QÜRURUNU YAŞAMAQDADIR.
DAHA DƏQİQ MƏLUMAT ÜÇÜN+9 0 549 325 66 61 NOLU GSM ‘den ƏLAQƏ SAXLAYA BİLƏRSİNİZ. ANAR NAZAROV
4 Şubat 2014 Salı
Bims Makinası
Bims makinası (makinesi) son yıllarda, özellikle ısı-ses izolasyonu ve öz ağırlığı bakımından normal yapı elemanlarına nazaran oldukça büyük avantajlara sahip olan hafif agregalı yapı elemanları, gittikçe artan bir eğilimle kullanım alanı bulmaya başlamıştır. Bims makinası (makinesi) malzemelerin hafifliğinin temel unsur olmasının yanında, ürünün doğal bir hammaddeden olması, yüksek sıcaklıklara dayanabilmesi, ısısal konforun sağlanması açısından ısı izolasyonu sağlaması gibi özelliklerin bulunması tercih edilir. Bims makinası (makinesi) sektöründeki kendinden emin ve tam müşteri memnuniyeti odaklı çalışmalarımız karşılığını bugün pazar payımızın yüksek oluşu göstermiştir. Ürettiğimiz bims makinalarına verdiğimiz 2 yıllık koşulsuz garanti sürecini tamirat ve bakımını gerçekleştirdiğiz ikinci el bims makinalarına da vererek sektörde bir ilki gerçekleştirdik. Günümüzde bims makinası (makinesi) sektöründe özellikle işe yeni başlayan tüketicilerin araştırmalarını internet üzerinden yaptıklarından, deneyimsiz ve hiç bir kalite standardı olmayan firmaların üretimleri satın alındıklarında sonradan kötü sürprizlerle karşılaştıklarını gözlemledik. Biz BEYAZLI GROUP olarak bugün internet üzerinden satılık bims makinası | bims makinesi, bims makinası | bims makinesi ya da bims makinası imalatı | bims makinesi imalatı gibi herhangi bir kelime arandığında imalatını yaptığımız tüm ürünlere ait fiyatları, teknik şartnameleri ile birlikte sonradan hiç bir kötü sürprize fırsat vermeyecek şekilde yayınlayabilen şeffaf bir firma olmaya özen gösterdik. Ayrıca her yıl 4 defa düzenlediğimiz kampanyalar sayesinde yeni bir bims makinası | bims makinası fiyatlarını ikinci el bims makinası fiyatlarından daha cazip hale getirdik. Tüm bu çalışmalarımızın neticesinde bims makinası (makinesi) sektörüne ait gelen taleplerin yoğunlu bizi ikinci el bims makinası | bims makinesi işini ayrı bir firma çatısı altında yapmaya, bu şekilde daha kurumsal, etkin ve kısa sürede sonuca ulaşılabilir hale getirmeye sevk etmiştir. Bu bağlamda 2009 yılında PRESMAC markası adı altında ikinci el bims makinası (makinesi) sektörüne ait firmamızı, yeni bims makinaları üretim firmamız olan BEY-SAN-MAK ‘tan tamamen ayrılarak bağımsız kendi teknik kadrosu ile birlikte kurduk. Günümüz firmamız hem yeni bims makinası | bims makinesi üretiminde BEY-SAN-MAK olarak, hem de ikinci el bims makinası sektörüne PRESMAC olarak gerek fiyatları, gerek teknik ve satış stratejisi olarak şeffaf bir anlayışının olması münasebeti ile pazardan hedeflediği payı almanın haklı gururunu yaşamaktadır.
27 Aralık 2013 Cuma
6.2 MİLYAR DOLARLIK İŞ MAKİNASI DEVLERİ
TüRKİYE İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği
(İMDER), dünya iş makinası sektörünü İstanbul’da bir araya getiriyor. Bilim ve
Sanayi Bakanı Nihat Ergün’ün katılımında ve himayesinde, Ekonomi Bakanlığı’nın
desteğinde gerçekleşecek olan ‘Uluslararası İş Makinaları Kongresi: 2023’e 10
kala’ 19-20 Eylül 2013 tarihleri arasında İstanbul Green Park Otel’de
düzenlenecek. İMDER bünyesinde düzenlenecek olacak kongre, Türkiye’de bir ilki
temsil ediyor. sanayi Bakanı da katılacak Açılış konuşmasını Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün yapacağı kongrede, iş makinası sektörüne
küresel anlamda yön veren dev firmaların üst düzey yöneticileri, sektörün
geleceğini İstanbul’da ele alacak. Caterpillar, Komatsu, Liebherr ve JCB gibi
dev firmaların CEO’ları hem Türkiye’de olası yatırımları ele alacak, hem de
küresel iş makinası sektörünün geleceğine İstanbul’dan bakacak. Kongreye
katılacak yaklaşık 70 CEO, 220 milyar dolar gibi bir parayı yönetiyor. Kongre,
paneller ve oturumlar halinde düzenlenecek. Panelistler arasında Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci, Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Mehmet Habib Soluk gibi önemli isimler yer
alıyor. Son gün düzenlenecek CEO kahvaltısında ise Dışişleri Bakanı Yardımcısı
Ali Naci Koru ‘Dünyanın Parlayan İncisi Türkiye, Fırsatlar ve Tehditler, Dış
Politika’ başlığı altında bir konuşma yapacak.
Türkiye, dünyada 11. sırada
Sektörü oluşturan firmalar 127 ülkeye ihracat yapıyor. Türkiye şu
anda Avrupa’nın en büyük 4. iş makinaları pazarı konumunda. Dünyada ise 11.
sırada yer alıyor. Sektörde 600 firma, 100 imalatçı firma ve 220 yan sanayi
firması faaliyet gösteriyor. İKİ gün sürecek olan kongrede ayrıca mini fuar alanında iş
makinaları sergilenecek. Geçmişten geleceğe Türkiye’de iş makinalarının
dönüşümü, fotoğraflar ile zaman tüneli konseptinde katılımcılara sergilenecek.
İş makinası sektörü Türk ekonomisinde önemli bir paya sahip. Bu sektörün yıllık
ekonomik hacmi 6.2 milyar dolar. 14 bin kişi sektörde istihdam ediliyor. Bunun
7 bin 500’ü imalat sanayisinde çalışıyor. Türk iş makinası sektörü ihracatın
lokomotif sektörleri arasında yer alıyor.
6.2 MİLYAR DOLARLIK İŞ MAKİNASI DEVLERİ
TüRKİYE İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği
(İMDER), dünya iş makinası sektörünü İstanbul’da bir araya getiriyor. Bilim ve
Sanayi Bakanı Nihat Ergün’ün katılımında ve himayesinde, Ekonomi Bakanlığı’nın
desteğinde gerçekleşecek olan ‘Uluslararası İş Makinaları Kongresi: 2023’e 10
kala’ 19-20 Eylül 2013 tarihleri arasında İstanbul Green Park Otel’de
düzenlenecek. İMDER bünyesinde düzenlenecek olacak kongre, Türkiye’de bir ilki
temsil ediyor. sanayi Bakanı da katılacak Açılış konuşmasını Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün yapacağı kongrede, iş makinası sektörüne
küresel anlamda yön veren dev firmaların üst düzey yöneticileri, sektörün
geleceğini İstanbul’da ele alacak. Caterpillar, Komatsu, Liebherr ve JCB gibi
dev firmaların CEO’ları hem Türkiye’de olası yatırımları ele alacak, hem de
küresel iş makinası sektörünün geleceğine İstanbul’dan bakacak. Kongreye
katılacak yaklaşık 70 CEO, 220 milyar dolar gibi bir parayı yönetiyor. Kongre,
paneller ve oturumlar halinde düzenlenecek. Panelistler arasında Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci, Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Mehmet Habib Soluk gibi önemli isimler yer
alıyor. Son gün düzenlenecek CEO kahvaltısında ise Dışişleri Bakanı Yardımcısı
Ali Naci Koru ‘Dünyanın Parlayan İncisi Türkiye, Fırsatlar ve Tehditler, Dış
Politika’ başlığı altında bir konuşma yapacak.
Türkiye, dünyada 11. sırada
Sektörü oluşturan firmalar 127 ülkeye ihracat yapıyor. Türkiye şu
anda Avrupa’nın en büyük 4. iş makinaları pazarı konumunda. Dünyada ise 11.
sırada yer alıyor. Sektörde 600 firma, 100 imalatçı firma ve 220 yan sanayi
firması faaliyet gösteriyor. İKİ gün sürecek olan kongrede ayrıca mini fuar alanında iş
makinaları sergilenecek. Geçmişten geleceğe Türkiye’de iş makinalarının
dönüşümü, fotoğraflar ile zaman tüneli konseptinde katılımcılara sergilenecek.
İş makinası sektörü Türk ekonomisinde önemli bir paya sahip. Bu sektörün yıllık
ekonomik hacmi 6.2 milyar dolar. 14 bin kişi sektörde istihdam ediliyor. Bunun
7 bin 500’ü imalat sanayisinde çalışıyor. Türk iş makinası sektörü ihracatın
lokomotif sektörleri arasında yer alıyor.
KONUT KREDİSİNDE YOL
Dünyadaki bol
likidite bankaların tahvil-bono ihraçları ile Türkiye’ye akarken, Merkez
Bankası’nın faiz oranlarını düşürmesi ve hemen ardından beklenen ikinci not
artışı gayrimenkul piyasalarını canlandırdı.
Faizdeki düşüş ve
kampanyalar tüketiciye yaradı. Bazı bankaların faizlerini yüzde 0.65’e kadar
çekmesi taksit miktarını bir anda 120 ay vadeli 100 bin TL’lik kredide 400 lira
düşürdü.
Bankacılar, konut
kredilerinin geçen yılın aynı dönemine göre 2 kat daha hızlı olduğunu
belirtirken yıl sonuna kadar kredi hacmininde 100 milyar TL’ye ulaşmasını
öngörüyorlar.
Bankacılar özellikle son 2 haftada konut kredisi talebinin yüksek olduğunu ifade ederken, aylık taksit ödemesinin de düşmesi ile kredi alabilecek kesimin genişlediğine işaret ediliyor. Mevduat bankalarının, yılbaşında 79 milyar TL düzeyinde bulunan konut kredi hacmi Nisan sonunda 86.4 milyar TL’ye ulaşırken katılım bankaları dahil konut kredi hacmi 85.9 milyar TL’den 94.0 milyar TL’ye geldi.
Bankacılar özellikle son 2 haftada konut kredisi talebinin yüksek olduğunu ifade ederken, aylık taksit ödemesinin de düşmesi ile kredi alabilecek kesimin genişlediğine işaret ediliyor. Mevduat bankalarının, yılbaşında 79 milyar TL düzeyinde bulunan konut kredi hacmi Nisan sonunda 86.4 milyar TL’ye ulaşırken katılım bankaları dahil konut kredi hacmi 85.9 milyar TL’den 94.0 milyar TL’ye geldi.
Taksit düştü müşteri arttı
Akbank Genel Müdür
Yardımcısı Galip Tözge, konut kredi hacminin bu yıl çok rahat bir şekilde 100
milyar TL’yi devireceğini düşünüyor. Tözge, geçen yılın tamamında yüzde 14
büyüyen konut kredi hacminin 2013 sonunda yüzde 27 civarında artmasını
beklediklerini işaret ederek “Neredeyse geçen senenin iki katı kadar büyüme
var. Özellikle PPK’da Merkez Bankası’nın faiz indirmesi, not artırımı ve
likidite bu canlılığın temel sebebi oldu. Üstelik, genel olarak nisan, mayıs ve
haziran aylarında mevsimsellik etkisi ile de konut kredilerinin genel olarak
hızlanma yaşadığı aylardır” dedi.
Tözge, geçen sene
konut kredisi faizinin yüzde 1-1.1 düzeyinde olduğuna da işaret ederek
bugünlerde ağırlıklı bandın yüzdde 0.70-0.75 olduğunu aktardı. Tözge, faizlerin
bundan sonra çok hızlı bir düşüş yaşamasını beklemediğini ve ancak çok minimal
hareketler olabileceğini de vurguladı. Tözge “Tüketicinin ödeyeceği taksitte
son 6 aya baktığınızda yüzde 20’lik bir düşüş var. Örneğin aylık taksit 2.000
TL iken alamayan kişiler faizlerin düşüşü ile taksit tutarının 1.500 TL’ye
inmesi ile kredi kullanabilir hale geliyor. Dolayısıyla hedef kitlede de bir
artış var” dedi. İkinci elde hareketlendi Yapı Kredi Kişisel Bankacılık
Pazarlama ve Konut Finansmanı Direktörü İsmet Erdem bugün yüzde 0.70 - 0.80
bandında seyreden konut kredisi faiz oranlarının 2013’ün ikinci çeyreğinde
aşağı yönlü trendini koruyacağını öngördüklerini ifade ederek “Faiz
oranlarındaki düşüş paralelinde özellikle ikinci el konut talebinin arttığını
gözlemliyoruz. İnşaat sektörünün yeni proje lansmanları ile projeden konut
kredisi satışları da hareketlendi. Bunlara ek olarak, yabancıya konut satışı ve
kentsel dönüşüm projeleri de hem arz, hem de talep yönlü olarak sektörün
büyümesinde etkili oluyor” değerlendirmesinde bulundu.
Faiz daha çok düşmez
Şeker Finans Genel
Müdürü Bahadır Teker de faizde bundan sonra çok hızlı düşüşler beklemediğini
söyledi. Teker, “Hem mevsimsellik, hem de piyasalardaki gelişmeler konut
kredisi kullanımını hızlandırdı” dedi. Bu yıl içinde konut kredisi stok
hacminin de çok rahat bir şekilde 100 milyar TL düzeyini aşmasının
beklenebileceğini de aktardı. Teker, “Faizlerdeki düşüş ve artan talep tüketici
bazında da değişim yaşatıyor. Gelir seviyesi daha düşük olan kişilerde de
yaygınlaşma var. Ayrıca talebin dağılımı olarak baktığınızda sadece İstanbul ve
Ankara değil hatta Anadolu kentlerinin daha hızlı büyüme rakamları olduğunu
görüyoruz” şeklinde konuştu. Teker, tüketicinin artık daha uzun vadeli konut
kredisi kullandığını da anlattı.
Anadolu, ilk 5 ili geçer
Garanti Mortgage
Genel Müdürü Murat Atay, toplamda en çok konut kredisi hacmi olan ilk 5 ilin
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa olarak sıralandığıan işaret ederek
“Ancak Anadolu da ciddi projeler gelmeye başladı,bundan sonra ilk 5 ilin
dışındaki şehirlerde daha yüksek büyüme olacağını görüyoruz. Nitekim ilk 5
şehirin dışındaki konut kredisi kullanımlarının toplamdaki payları da artış
gösteriyor” dedi. Atay, geçen yıl ağustos ayından beri faiz oranlarının düşmeye
devam ettiğini aktararak “Merkez Bankası politikalarında değişiklik ya da yurt
dışı piyasalarda farklı bir senaryo söz konusu olmazsa, faizlerin 2013 boyunca
bu seviyelerde kalacağını düşünüyoruz” dedi.
Finansbank Perakende
Bankacılık Direktörü Enis Kurtoğlu ise konut kredileri piyasasının son dönemde
oldukça canlandığını vurgulayarak “Bu yıl, konut kredisi faizleri yüzde
0.70-0.80 aralığına geriledi. Bu oranlar, bugüne kadar konut kredileri
faizlerinde gördüğümüz en iyi seviyeler. Konut kredilerinde faiz oranlarının
düşmesi kullanılan kredilerin vadelerinin de uzamasına neden oldu. Faiz
etkisinin azalması müşterileri daha uzun vadelerde kredi kullanmaya teşvik
ediyor” diye konuştu. KrediPazarı.com’un Genel Koordinatörü Özlem Kılıç ise
mayıs ayında 19 bankanın 120 ay vadede konut kredisi ortalamasının %0.82’ye, 60
ay vade ise % 0.79 düzeylerine kadar oranın indiğini kaydetti.
KONUT KREDİSİNDE YOL
Dünyadaki bol
likidite bankaların tahvil-bono ihraçları ile Türkiye’ye akarken, Merkez
Bankası’nın faiz oranlarını düşürmesi ve hemen ardından beklenen ikinci not
artışı gayrimenkul piyasalarını canlandırdı.
Faizdeki düşüş ve
kampanyalar tüketiciye yaradı. Bazı bankaların faizlerini yüzde 0.65’e kadar
çekmesi taksit miktarını bir anda 120 ay vadeli 100 bin TL’lik kredide 400 lira
düşürdü.
Bankacılar, konut
kredilerinin geçen yılın aynı dönemine göre 2 kat daha hızlı olduğunu
belirtirken yıl sonuna kadar kredi hacmininde 100 milyar TL’ye ulaşmasını
öngörüyorlar.
Bankacılar özellikle son 2 haftada konut kredisi talebinin yüksek olduğunu ifade ederken, aylık taksit ödemesinin de düşmesi ile kredi alabilecek kesimin genişlediğine işaret ediliyor. Mevduat bankalarının, yılbaşında 79 milyar TL düzeyinde bulunan konut kredi hacmi Nisan sonunda 86.4 milyar TL’ye ulaşırken katılım bankaları dahil konut kredi hacmi 85.9 milyar TL’den 94.0 milyar TL’ye geldi.
Bankacılar özellikle son 2 haftada konut kredisi talebinin yüksek olduğunu ifade ederken, aylık taksit ödemesinin de düşmesi ile kredi alabilecek kesimin genişlediğine işaret ediliyor. Mevduat bankalarının, yılbaşında 79 milyar TL düzeyinde bulunan konut kredi hacmi Nisan sonunda 86.4 milyar TL’ye ulaşırken katılım bankaları dahil konut kredi hacmi 85.9 milyar TL’den 94.0 milyar TL’ye geldi.
Taksit düştü müşteri arttı
Akbank Genel Müdür
Yardımcısı Galip Tözge, konut kredi hacminin bu yıl çok rahat bir şekilde 100
milyar TL’yi devireceğini düşünüyor. Tözge, geçen yılın tamamında yüzde 14
büyüyen konut kredi hacminin 2013 sonunda yüzde 27 civarında artmasını
beklediklerini işaret ederek “Neredeyse geçen senenin iki katı kadar büyüme
var. Özellikle PPK’da Merkez Bankası’nın faiz indirmesi, not artırımı ve
likidite bu canlılığın temel sebebi oldu. Üstelik, genel olarak nisan, mayıs ve
haziran aylarında mevsimsellik etkisi ile de konut kredilerinin genel olarak
hızlanma yaşadığı aylardır” dedi.
Tözge, geçen sene
konut kredisi faizinin yüzde 1-1.1 düzeyinde olduğuna da işaret ederek
bugünlerde ağırlıklı bandın yüzdde 0.70-0.75 olduğunu aktardı. Tözge, faizlerin
bundan sonra çok hızlı bir düşüş yaşamasını beklemediğini ve ancak çok minimal
hareketler olabileceğini de vurguladı. Tözge “Tüketicinin ödeyeceği taksitte
son 6 aya baktığınızda yüzde 20’lik bir düşüş var. Örneğin aylık taksit 2.000
TL iken alamayan kişiler faizlerin düşüşü ile taksit tutarının 1.500 TL’ye
inmesi ile kredi kullanabilir hale geliyor. Dolayısıyla hedef kitlede de bir
artış var” dedi. İkinci elde hareketlendi Yapı Kredi Kişisel Bankacılık
Pazarlama ve Konut Finansmanı Direktörü İsmet Erdem bugün yüzde 0.70 - 0.80
bandında seyreden konut kredisi faiz oranlarının 2013’ün ikinci çeyreğinde
aşağı yönlü trendini koruyacağını öngördüklerini ifade ederek “Faiz
oranlarındaki düşüş paralelinde özellikle ikinci el konut talebinin arttığını
gözlemliyoruz. İnşaat sektörünün yeni proje lansmanları ile projeden konut
kredisi satışları da hareketlendi. Bunlara ek olarak, yabancıya konut satışı ve
kentsel dönüşüm projeleri de hem arz, hem de talep yönlü olarak sektörün
büyümesinde etkili oluyor” değerlendirmesinde bulundu.
Faiz daha çok düşmez
Şeker Finans Genel
Müdürü Bahadır Teker de faizde bundan sonra çok hızlı düşüşler beklemediğini
söyledi. Teker, “Hem mevsimsellik, hem de piyasalardaki gelişmeler konut
kredisi kullanımını hızlandırdı” dedi. Bu yıl içinde konut kredisi stok
hacminin de çok rahat bir şekilde 100 milyar TL düzeyini aşmasının
beklenebileceğini de aktardı. Teker, “Faizlerdeki düşüş ve artan talep tüketici
bazında da değişim yaşatıyor. Gelir seviyesi daha düşük olan kişilerde de
yaygınlaşma var. Ayrıca talebin dağılımı olarak baktığınızda sadece İstanbul ve
Ankara değil hatta Anadolu kentlerinin daha hızlı büyüme rakamları olduğunu
görüyoruz” şeklinde konuştu. Teker, tüketicinin artık daha uzun vadeli konut
kredisi kullandığını da anlattı.
Anadolu, ilk 5 ili geçer
Garanti Mortgage
Genel Müdürü Murat Atay, toplamda en çok konut kredisi hacmi olan ilk 5 ilin
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa olarak sıralandığıan işaret ederek
“Ancak Anadolu da ciddi projeler gelmeye başladı,bundan sonra ilk 5 ilin
dışındaki şehirlerde daha yüksek büyüme olacağını görüyoruz. Nitekim ilk 5
şehirin dışındaki konut kredisi kullanımlarının toplamdaki payları da artış
gösteriyor” dedi. Atay, geçen yıl ağustos ayından beri faiz oranlarının düşmeye
devam ettiğini aktararak “Merkez Bankası politikalarında değişiklik ya da yurt
dışı piyasalarda farklı bir senaryo söz konusu olmazsa, faizlerin 2013 boyunca
bu seviyelerde kalacağını düşünüyoruz” dedi.
Finansbank Perakende
Bankacılık Direktörü Enis Kurtoğlu ise konut kredileri piyasasının son dönemde
oldukça canlandığını vurgulayarak “Bu yıl, konut kredisi faizleri yüzde
0.70-0.80 aralığına geriledi. Bu oranlar, bugüne kadar konut kredileri
faizlerinde gördüğümüz en iyi seviyeler. Konut kredilerinde faiz oranlarının
düşmesi kullanılan kredilerin vadelerinin de uzamasına neden oldu. Faiz
etkisinin azalması müşterileri daha uzun vadelerde kredi kullanmaya teşvik
ediyor” diye konuştu. KrediPazarı.com’un Genel Koordinatörü Özlem Kılıç ise
mayıs ayında 19 bankanın 120 ay vadede konut kredisi ortalamasının %0.82’ye, 60
ay vade ise % 0.79 düzeylerine kadar oranın indiğini kaydetti.
18 Aralık 2013 Çarşamba
İŞ KAZALARI
Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren
Sendikası (İNTES) Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Koçoğlu, Türkiye'deki iş
kazalarının 3'te 1'inin inşaat sektöründe meydana geldiğini söyledi.
''İnşaat Sektöründe Gerçekleştirilen
Programlı Teftişler ve Sektöre İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından Genel Bakış''
konulu çözüm arama konferansı Ramada Plaza Otel'de düzenlendi.
Konferansta konuşan Koçoğlu,
Türkiye'nin iş kazaları açısından karnesinin kötü olduğunu savundu.
Türkiye'nin Uluslararası Çalışma Örgütü
verilerine göre, iş kazaları sonucu ölümlerde sadece El Salvador ve Cezayir'den
daha iyi durumda olduğunu ifade eden Koçoğlu, ''Türkiye'de günde ortalama 172
iş kazası meydana geliyor, bu kazalarda 3 işçi hayatını kaybederken, 5 işçi de
iş göremez hale geliyor'' diye konuştu.
Koçoğlu, inşaat sektörünün istihdam
potansiyeliyle de bağlantılı olarak iş kazalarının en çok yaşandığı sektörlerin
başında yer aldığını belirterek, ''Türkiye'deki iş kazalarının 3'te 1'i ne
yazık ki inşaat sektöründe meydana geliyor'' ifadesini kullandı.
İnşaat sektöründeki işçilerin büyük
bölümünün ''önlenebilir'' iş kazaları nedeniyle kaybedildiğine dikkati çeken
Koçoğlu, iş kazalarının önlenebilmesi için işverenler kadar işçilerin de
üzerlerine düşen görevleri yerine getirmek zorunda olduklarını kaydetti.
Koçoğlu, işverenlerin iş kazalarını
önlemek adına alınması gereken önlemleri maliyet değil, yatırım olarak
değerlendirmeleri gerektiğine işaret ederek, çalışanların ise bir anlık
dikkatsizliklerinin ve ihmallerinin hayatlarına mal olabileceği bilinci ile
hareket etmeleri gerektiğini söyledi.
Sıfır İş Kazası
İnşaat sektöründe hedeflerinin ''sıfır
iş kazası'' olduğunu vurgulayan Koçoğlu, ''Bu hedefe ulaşabilmek için öncelikle
nitelikli, bilinçli işgücünü istihdam etmeli, özellikle şantiyelerimizde
gereken önemleri almalı ve en önemlisi de düzgün bir denetim sistemi
kurmalıyız'' değerlendirmesinde bulundu.
Koçoğlu, İNTES'in iş kazalarını en aza
indirmek adına mesleki eğitime önem verdiğinin altını çizerek, 2004 yılında
''Türkiye Eğitim Şantiyesi''ni kurduklarını ifade etti.
Mesleki eğitim ve belgelendirmenin söz
konusu sektör için çok önemli olduğunu kaydeden Koçoğlu, İNTES'in Mesleki
Yeterlilik Merkezi ile sektör çalışanlarının yeterliliklerini belgelendirdiğini
söyledi.
''Programlı
teftişler sektör için çok önemli''
İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Koçoğlu,
inşaat sektöründe uygulanan programlı teftişlerin işyerlerinin ve işçilerin
güvenliği açısından önemli olduğunu da belirterek, yapılan teftişlerde
özellikle hayati tehlike içeren unsurlarla ilgili ciddi yaptırımlar
uygulandığına dikkati çekti.
İş Sağlığı ve Güvenliği konusuna
Türkiye'de hassasiyetin oluşması için sadece kötünün cezalandırıldığı değil,
iyinin de ödüllendirildiği bir sistemin daha işlevsel olacağını vurgulayan
Koçoğlu, bilinçli vatandaş, işçi ve işvereninin iş kazalarının önlenmesinde
çözüm merkezini oluşturacağını belirtti. Koçoğlu, ''İnsana yatırım yaparak, bu
üzücü olayları en aza indirgeyebiliriz'' ifadesini kullandı.
17 Aralık 2013 Salı
DEMİR İNŞAAT
Demir İnşaat'ı erken teslim heyecanı sardı. 29 yıldır sayısız
proje üreten şirket, sektördeki güvenilirliğini bir kez daha kanıtlıyor.
Ayışığı Vadi Evleri projesinin başlangıcında 2013 yaz ayları olarak düşünülen
teslim tarihi, Nisan 2013 olarak kesinleşti.
Demir İnşaat, tüm projelerinde kaliteyi ayrıntılarla birleştirirken; inşa ettiği konutları tam zamanında hatta erken teslim ederek başarısını bu açıdan da ortaya koyuyor. Ayışığı Vadi Evleri için geçtiğimiz yılın sonlarında verdiği ‘erken teslim' müjdesini gerçeğe dönüştüren Demir İnşaat, anahtar teslimler için geri sayıma başladı.
Ayışığı Vadi Evleri'nin inşaatını yüzde 90 oranında tamamlayan Demir İnşaat; konutların ince detay çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Proje başlangıcında teslim tarihi olarak 2013 yaz ayları hedeflenirken, konut sahipleri Ayışığı Vadi'deki yeni evlerine eksiksiz olarak Nisan ayında taşınabilecek.
Tüm projelerinde konfor ve kullanıcı memnuniyetini ön planda tutmaya özen gösterdiklerini vurgulayan Demir İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Demir, "Ayışığı Vadi Evleri projemizde teslimlerimize iki ay kaldı. Çalışmalarımıza yoğun bir şekilde devam ediyoruz. Geçtiğimiz aylarda; uygulayacağımız mutfaklardaki renkleri, konut sahiplerinin seçimine sunduk. Konut tiplerine göre en çok tercih edilen renkleri tespit ettik ve şu an uyguladığımız mutfaklarda bu renkleri kullanıyoruz. Tüm projelerimizde ‘Demir İnşaat Dostları'nın mutluluğunu ön planda tuttuk. Bizler şu an bir projemizi daha başarıyla tamamlamanın gururunu yaşıyoruz. Bundan sonraki projelerimizde de hedeflerimiz aynı, bize güvenen yeni dostlarımızla büyüyerek yolumuza devam edeceğiz." dedi.
Demir İnşaat, tüm projelerinde kaliteyi ayrıntılarla birleştirirken; inşa ettiği konutları tam zamanında hatta erken teslim ederek başarısını bu açıdan da ortaya koyuyor. Ayışığı Vadi Evleri için geçtiğimiz yılın sonlarında verdiği ‘erken teslim' müjdesini gerçeğe dönüştüren Demir İnşaat, anahtar teslimler için geri sayıma başladı.
Ayışığı Vadi Evleri'nin inşaatını yüzde 90 oranında tamamlayan Demir İnşaat; konutların ince detay çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Proje başlangıcında teslim tarihi olarak 2013 yaz ayları hedeflenirken, konut sahipleri Ayışığı Vadi'deki yeni evlerine eksiksiz olarak Nisan ayında taşınabilecek.
Tüm projelerinde konfor ve kullanıcı memnuniyetini ön planda tutmaya özen gösterdiklerini vurgulayan Demir İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Demir, "Ayışığı Vadi Evleri projemizde teslimlerimize iki ay kaldı. Çalışmalarımıza yoğun bir şekilde devam ediyoruz. Geçtiğimiz aylarda; uygulayacağımız mutfaklardaki renkleri, konut sahiplerinin seçimine sunduk. Konut tiplerine göre en çok tercih edilen renkleri tespit ettik ve şu an uyguladığımız mutfaklarda bu renkleri kullanıyoruz. Tüm projelerimizde ‘Demir İnşaat Dostları'nın mutluluğunu ön planda tuttuk. Bizler şu an bir projemizi daha başarıyla tamamlamanın gururunu yaşıyoruz. Bundan sonraki projelerimizde de hedeflerimiz aynı, bize güvenen yeni dostlarımızla büyüyerek yolumuza devam edeceğiz." dedi.
16 Aralık 2013 Pazartesi
MAKİNE VE AKSAMLARI İHRACATI
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen
bilgiye göre, makine ve aksamları sektöründe ihracat yapan firmalar, ocak-kasım
dönemi performansını geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 7,5 artırdı.
Sektör, yılın 11 ayında 5 milyar 230 milyon 84 bin dolarla Türkiye ihracatının yüzde 3,8'ini karşıladı.
Makine ve aksamları sektöründe ihracat yapılan ülkeler arasında ilk sırada Almanya yer aldı. Söz konusu dönemde Türkiye'den bu ülkeye yapılan
ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3 düşüşle 485 milyon 442 bin
dolar oldu.
Rusya'ya 407 milyon 111 bin dolar, Irak'a 356 milyon 962 bin dolar, ABD'ye 218 milyon 808 bin dolar ve İran'a 214 milyon 283 bin dolarlık ihracat yapıldı.
En fazla ihracat İstanbul'dan
Makine ve aksamları sektöründe söz konusu dönemde en fazla ihracat, 1 milyar 863 milyon 242 bin dolarla İstanbul'dan yapılırken, İstanbul'u 913 milyon 473 bin dolarla Ankara izledi.
Bu yılın kasım ayında ise makine ve aksamları ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,8 oranında artarak, 535 milyon 749 bin dolar oldu.
Sektör, yılın 11 ayında 5 milyar 230 milyon 84 bin dolarla Türkiye ihracatının yüzde 3,8'ini karşıladı.
Makine ve aksamları sektöründe ihracat yapılan ülkeler arasında ilk sırada Almanya yer aldı. Söz konusu dönemde Türkiye'den bu ülkeye yapılan
ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3 düşüşle 485 milyon 442 bin
dolar oldu.
Rusya'ya 407 milyon 111 bin dolar, Irak'a 356 milyon 962 bin dolar, ABD'ye 218 milyon 808 bin dolar ve İran'a 214 milyon 283 bin dolarlık ihracat yapıldı.
En fazla ihracat İstanbul'dan
Makine ve aksamları sektöründe söz konusu dönemde en fazla ihracat, 1 milyar 863 milyon 242 bin dolarla İstanbul'dan yapılırken, İstanbul'u 913 milyon 473 bin dolarla Ankara izledi.
Bu yılın kasım ayında ise makine ve aksamları ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,8 oranında artarak, 535 milyon 749 bin dolar oldu.
14 Aralık 2013 Cumartesi
YENİ ÜRETİM TESİSİ
İnşaat sektörünün güçlü şirketleri arasında
yer alan Kar Group’un yapı kimyasalları sektöründe faaliyet gösteren markası
Karkim, gücünü artırmaya hazırlanıyor. Bursa’da yeni üretim tesisini açmaya
hazırlanan Karkim Yapı Kimyasalları’nın gündemindeki çalışmaları Genel Müdür
Erol Üçüncü ile konuştuk.
Beton, yapı kimyasalları gibi inşaat sektörünün birçok
alanında hizmet veren Kar Group’un gelişim sürecinden bahseder misiniz?
Kar Group, ilk
olarak 1969 yılında Pendik’te insaat malzemeleri satısıyla ticari hayatına
basladı 1973 yılı madencilik sektöründe ımalat baslangıcımız.. Kısa
zamanda uzmanlaştığımız sektörde, zamanla kalemlerimizi geliştirerek inşaat
sektörünün birçok alanında hizmet vermeye başladık. Nitekim 1989 bursa
orhangazıde agrega uretımı ve karkireç markasıyla kireç üretimine,1997
yılında Kar Beton markası adı altında Gebze’de hazır beton üretimine
başladık,Bugün ıtıbarıyle Bursa bolgesınıde 6 tesısımız İstanbul bolgesınde 3
tesısımızle pazarın etkın,degerli markası olmayı basarmıstır. 2007 yılında
Gebze Kocaeli’nde asfalt tesisimizi kurduk ve buradaki tesisimizde seyyar
asfalt plenti ile muhtelif projelere hizmet vermeye başladık. Bu markamızla
mekanik alt temel, plentmiks temel, bitümlü temel, binder, aşındırma modifiye,
stone mastic, renkli, gürültü azaltıcı asfalt çeşitlerimizi üreterek taşıma,
serme ve sıkıştırma işlemlerinin tümünü gerçekleştiriyoruz. Aynı yıl prefabrik
beton elemanları tesisimizle parke,bordur,peyzaj urünlerimizin üretimini
gercekleştirdik. Kısa zaman sonra Kar Dem Demir markamızla inşaat sektörüne
Bursa ve İstanbul depolarımızdan demir satışına başladık. 2011 yılında ise
Grubumuzun yeni markası olan Karkim ile kuru karışımlı çimento esaslı harçları
ve beton katkıları üretimine başladık.
Kar Group’un en geç üyesi olan Karkim markasıyla yapı
kimyasalları sektöründe, faaliyet göstermeye nasıl karar verdiniz?
Karkim; agrega,
beton, kireç, asfalt ve parke taşı üretimi yapan Grubumuzun en yeni markasıdır
fakat ürün cesitliligiyle de deger ve önem verdigimiz markamızdır. Düsünün,
grubumuzun en önemli uzmanlıgı maden,bunu entegreleşen uretim tesıslerıyle
kullanarak beton,kirec,asfalt,beton elemanları olarak pazara en ust kalitede ve
hizmet anlayısıyla sunuyorsunuz ve musteriyle iliksimiz temelinden
baslıyor,demir,yol ,peyzajıyla iliskiniz devam ediyor. Grup olarak büyüme
hedeflerimiz var ve asıl uzmanlıgımız insaat. İşte Karkim markamız bu
planlı ve etkin büyüme planımızın tamamlayıcı yeni halkasıdır. Bir şantiyenin
temelinde çatısına kadar hem kaba malzemelerini hem de ince malzemelerini
üreterek hizmet veren bir firma olmak en önemli değismez hedefimizdir, bu
sebeple yapı kimyasalları sektöründe de faaliyet göstermeye karar verdik.bu
bizim misyonumuzun sadece bir adımıdır. Yapı kimyasalları üzerine çalışma
yapmaya karar verdikten sonra, yaklaşık iki yıl boyunca pazar araştırması
yaptık. Üretim tesisimizi en modern teknolojik,yüksek kapasiteli makinelerle
donattık ve sektöre kaliteli bir hizmet vermeyi amacladıgımız için arge ,
yönetim ve teknik kadrolarımızı bu hedef doğrultusunda oluşturduk.Biz Karbeton
olarak Türkiye’nin en güçlü beton üreticileri arasındayız ve buna bağlı olarak
da Karkim bünyesinde beton katkıları bizim için büyük önem taşıyor. Kendi beton
katkılarımızın tamamını Karkim Yapı Kimyasalları olarak üretiyoruz. Ayrıca
sektördeki diğer beton üreticilerine de bu hizmeti sunuyoruz. Beton
katkılarımızın ve,yardımcı malzemelerimizin bayi kanalında raflardan
satısları devam etmektedir . Bir diğer ürün grubumuz yalıtım
malzemeleridir. Hem su yalıtımında hem de ısı yalıtımında geniş bir ürün
yelpazesine sahibiz. ‘Kartherm ısı yalıtım sistemi’ ile güçlü projelerde yer
almaya devam ediyoruz,Marmara bölgesinin dısındaki bayilik olusumlarımızla
birlikte satışlarımızda bizi memnun etmektedir. Su yalıtımın da ise çimento esaslı
tek bileşenli, iki bileşenli malzemelerimizle, sürme bitüm esaslı diğer
malzemelerimizle pazar da etkin bir oyuncu olacağımızıa olan inancımızımız
tamdır. Yalıtım malzemelerinin yanında seramik yapıştırıcıları, hazır sıvalar,
tamir harçları, zemin uygulamaları, mastikler, kireç ve horasan harçları da
ürün gamımız için de yer almaktadır.
Karkim’in toplam üretim gücü ne kadar?
Şu andaki üretim
kapasitemiz saatte 50 ton.. Bursa’daki yeni tesisimizde ise üretim için
iki mikserimiz bulunuyor. Bu sebeple buradaki tesisimizde saatte 70 ton
kapasiteyi yakalayabiliyoruz. Buradaki ön çalışmalarımız bitti birkaç ay içinde
üretime başlayacağız. Gelecek yıl yapacağımız yatırım çalışmalarımızla mevcut
kapasitemiz daha da artırmayı hedefliyoruz. Nitekim Marmara Bölgesi dışındaki
alanlar için de proje ve fizibilite çalışmalarımız da devam ediyor. 2014
ile 2015 yıllarında farklı bölgelerde yatırım yapmayı hedefliyoruz.
İnşaat sektöründe
güçlü bir marka olan Kar Group bu başarısını neye borçlu?
Kuruldugumuz günden
buğüne kadar misyonumuzu hic değiştirmedik. İlk günkü heyacanımızla
müşterilerimize sunduğumuz hizmetlerin ve ürünlerin rakiplerimizden daha
yenilikci daha kaliteli olmasını sağlamak için en hızlı sekilde cözüm
üretebilmemiz; en önemlisi bunları başarabilecek yönetimi ve kadrolarımızı
oluşturmamızın yanı sıra, dinamik ve aynı hedefe bakan hissedarlarımızın
ve yönetim kurulumuzun etkin bir sekilde yönetimin içinde olup çok
hızlı karar alması başarımızın önemli unsurlarıdır.
1969 yılından bu zamana faaliyet gösteren bir Group
olarak, inşaat sektöründe nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz?
Kar Group’un
kurulduğu 1969 yılından bu zamana ülkemiz inşaat sektöründe birçok şey değişti.
Ülkedeki nüfusun her geçe gün büyümesi ve ekonominin geçmiş yıllara oranla daha
iyi bir noktaya gelmesi yapı sektöründe de birtakım farklı ihtiyaçları gerekli
kıldı. Her şeyden önce teknolojinin gelişmesi, biz firmaların üretim gücünü
kalite ve hız noktasında geliştirdi. Türkiye, çok hızlı büyüyen ve yeniliğe çok
açık olan bir ülke. İnşaat sektöründe, Kentsel Dönüşüm gibi yasalarla birlikte
ciddi bir hareketlenme yaşanıyor. Öte yandan bu hareketlenmeye bağlı olarak da
aktörlerin inşaat sektöründe yer aldığını görüyorsunuz. Nitekim farklı iş
alanlarında hizmet veren kişilerin bu büyüyen pazardan pay almak için sektöre
adım attığını görüyorsunuz. Bu durum tüketimden fazla üretim yapılmasına neden
oluyor. Bu durumun sonucunda ise haksız bir rekabet oluşuyor ve pazarda
karlılık düşüyor. Bu Pazar içerisinde biz hizmetimizin ve ürünlerimizin kalitesiyle
rakiplerimizden ayrılmaya çalışıyoruz. Nitekim kaliteli bir hizmet vermeyen
şirketin hangi sektörde olursa olsun uzun vadede ayakta durması çok zor. Bu tür
firmaların yaptığı yanlışlıklar hem sektörün gelişimine hem de firmanın
itibarına zarar verir. Biz kaliteyle ve ticaretteki tavizsiz etik
değerlerimizle bu sektörde yer almaya çalışıyoruz. Bunun için Bursa’daki
tesisimizde yer alacak makinelerimizle birlikte daha da modern bir üretim
sistemini gerçekleştireceğiz.
Yapı kimyasalları sektöründe yaşanan sorunlar
neler?
Yapı kimyasalları
sektöründe yaşanan birçok sorun inşaat sektörünün diğer kollarında da
yaşanıyor. Bu sorunların başında haksız rekabet geliyor. Standart dışı, fiyat
odaklı satış yapılmaya çalışılması, bilgi kirliliği, yetişmiş iş gücünün
yeterli olmaması gibi faktörler haksız rekabeti besliyor. Sahadaki yanlış ürün
kullanımları ,ki bu yetersiz iş gücü ile doğrudan ilişkilidir, alışkanlıklar,
ürünlerin doğru bilinmemesi ve tüketicinin yeterli bilince ulaşmamış olması
gibi konular da pazarın sıkıntıları arasındadır. Sektörün tamamının gelişimi
için bilinçli tüketici oluşturmak büyük önem taşımakta. Bu anlamda sektör
kuruluşlarına büyük görev düşüyor. Ayrıca sahadaki denetimlerin de daha güçlü
ve etkin bir şekilde yapılması gerekiyor.
Son olarak yapı kimyasalları sektöründe neyi
hedefliyorsunuz?
Türkiye’de hiçbir
yerli ya da yabancı yapı kimyasalları kuruluşunun bizim gurubumuzun sahip
olduğu inşaat bilgi ve birikimine sahip olmadığının bilincindeyiz. Bu itici
gücün de katkısıyla, Karkim olarak hedefimiz çok kısa bir zamanda yapı
kimyasalları sektöründe en çok aranan beş markadan biri olmaktır. Nitekim
yaptığımız çalışmalar ve yeni yatırımımızın üretime geçmesiyle birlikte yakın
zamanda bu hedefimizi gerçekleştireceğimize inanıyorum.
13 Aralık 2013 Cuma
TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ
Çağlayan,
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) Ağustos ayı ihracat rakamlarının
açıklandığı basın toplantısında, birçok olumsuzluğa karşın 8 aylık süreçte
ihracatçıların performansının gayet iyi olduğunu, orta vadeli 107,5 milyar
dolar olan hedefin rahatlıkla aşılabileceğinin gözüktüğünü söyledi.
Geçen
ay hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatının otomotiv ihracatının önüne geçmesinin
önemine işaret eden Çağlayan, Avrupa pazarındaki gelişmeleri hatırlatarak,
otomotiv sektörünün Eylül ayında açığı kapatacağına inandığını ifade etti.
Türkiye'nin
ABD'ye olan ihracatının geçen ay bu yıl içindeki en yüksek değere ulaştığını
hatırlatan Çağlayan, ülke masaları çalışmasının meyvelerini vermeye
başladığını, 1 milyar dolar ihracat yapılan ülke sayısının da yükseldiğini
kaydetti.
Zafer
Çağlayan, ''Bu gelişmeler güçlü olduğumuz pazarlara yenilerini ekleyerek
pazarlarımızı çeşitlendirdiğimizi gösteriyor'' dedi.
Türkiye'nin
Çin'e ve İsrail'e olan ihracatının da arttığına işaret eden Çağlayan, 8 aylık
dönemde 180 farklı bölgede ihracatın artış gösterdiğini belirtti.
Çağlayan,
''Daha fazlası olurdu ama bizim şimdi bunun niye olmadığını iyi analiz etmemiz
ve neler yapacağımıza bakmamız gerekiyor'' dedi.
Kapı
kapı dolaşarak ülkelere çıkarma yaptıklarını, ziyaret ettikleri ülke sayısının
58'e ulaştığını anlatan Çağlayan, ''İhracatçı ailesine teşekkür etmek
istiyorum. Her biri adeta cengaver gibi olumsuzluklara rağmen çok yoğun
çalışıyor, çoğu zaman karlarından vazgeçiyorlar'' dedi.
İhracatçıların
yaşadığı sorunları Türkiye'nin tartışmak zorunda olduğunu, bunun sadece
ihracatçının sorunu olmadığını ifade eden Çağlayan şöyle devam etti:
''Tartışmaktan
korkmayalım. Yeter ki, ülkemizin menfaatlerini kendi menfaatlerimizin önüne
koyabilelim. Bu yüzden, döviz kurunu da tartışalım, faiz oranlarını da
tartışalım, enflasyon hedeflemesini de tartışalım. İhracatçılarımızdan gelen,
benim de pek katılamadığım Tobin vergisi uygulaması gibi, sermaye girişine
kontrol getirecek uygulamalar doğru mu değil mi, dünya ne yapmış onu
tartışalım. Sermaye girişlerini doğrudan kontrol yerine bankaların ve finans
kurumlarının bunları kullanmasına sınırlama getirilmesine yönelik önerileri
tartışalım.''
Türkiye'nin
bugün pul olan parasını değil, değerli parasını tartıştığını hatırlatan
Çağlayan, ülkelerin ihracatta rekabet güçlerini artırabilmek için kendi
parasının değerini düşürmeye çalıştığını hatırlattı.
Çağlayan,
''Bilmemiz gereken bir şey var ki ekonomide hiçbir şey tabu değil, değişmez de
değil. Ona göre politika geliştirmek, yeni dünya ekonomisinin olmazsa olmaz
şartı. Küresel krizde bunu gördük. Bugün bütün ülkeler bütçe finansman
dengelerini sağlayabilmek için ihracatlarını artırmaya çalışıyor'' diye
konuştu.
-''REKABETÇİ
KURA İHTİYAÇ VAR''-
Dalgalı
döviz kurunun iniş ve çıkışlarda, krizlerde ekonomiyi koruyan en önemli şok
emme mekanizması olduğunu anlatan Çağlayan, tartıştıkları konunun kur
politikasının rekabetçiliği olduğunu, hedeflerinin yüksek kur değil rekabetçi
kur olduğunu söyledi.
Rekabetçi
olmayan kurun, ithalatı, cari açığı artırdığını belirten Çağlayan,
feryatlarının bu konuda olduğunu ifade etti.
Zafer
Çağlayan, ihracatçılar ile bir yol haritası hazırlayacaklarını ve eylül ayı
sonunda; iş dünyasının bütün kuruluşlarının en üst düzey temsilcilerinin,
sanayicilerin, ihracatçıların, ilgili kamu kurumlarının üst düzey
yöneticilerinin katılacağı bir Arama Konferansı'nda masaya yatıracaklarını
söyledi.
Çağlayan,
Merkez Bankası'nın döviz rezervlerini artırmaya yönelik nasıl bir yöntem
oluşturulabileceği üzerinde çalışacaklarını, ayrıca Eximbank bünyesinde kur
istikrar fonu oluşturulması ve istihdam maliyetlerinin azaltılması konularında
da çalışacaklarını söyledi.
Türkiye'nin
en fazla ithalat yaptığı sektörleri mercek altına aldıklarını anlatan Çağlayan,
Türkiye'nin kaybedecek kaynağı olmadığını, buna izin vermeyeceklerini dile
getirdi.
Girdi
Tedarik Stratejisi çalışmaları hakkında da bilgi veren Çağlayan, ara malı
ithalatında yüksek paya sahip olan demir-çelik ve madencilik, tekstil, kimya,
otomotiv, makina ile tarım ve gıda sektörlerinde çalışma başlattıklarını
söyledi.
Ekiplerin
sektörlerde yer alan firmalarla birebir görüşerek tespit ile politika
önerilerini almaya başladığını anlatan Çağlayan, şöyle devam etti:
''Bu
çerçevede, demir-çelik sektörü kapsamındaki ara malı ithalatı ve girdi tedarik
ihtiyaçlarına ilişkin detaylı tespitler, 23 Eylül 2010'da yapılması planlanan
İhracata Dönük Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu'nun ikinci toplantısında
sunulacak ve değerlendirilecek.
Bunun
yanında, Girdi Tedarik Stratejisi'nin en önemli hedeflerinden birisi
orta-yüksek teknolojili üretimin geliştirilmesi hedefine dönük tedarik
politikaları geliştirilmesidir.
Bu
kapsamda, ihracata dönük üretimimizin desteklenmesini sağlayan Dahilde İşleme
Rejimi (DİR) uygulamasını gözden geçiriyoruz. Hedef sektör ve ürünlere göre DİR
kapsamı değiştirilebilecek, daraltılabilecek ya da genişletilebilecektir. Bu
şekilde hangi alanlarda üretimin daha fazla destekleneceği ortaya konulabilecek
ve strateji kapsamında daha tutarlı adımlar atılması sağlanmış olacaktır.''
12 Aralık 2013 Perşembe
BAYKAL MAKİNE İLE ERP SÖZLEŞME İMZALADI
Kurumsal
yazılım çözümleri sunan IFS Türkiye, farklı sanayi kollarındaki başarılı çözüm
uygulamalarına bir yenisini ekledi. Türkiye’nin lider makina üreticilerinden
Baykal Makine ile Ağustos ayında ERP uygulama sözleşmesi imzalayan IFS Türkiye,
şirketin tüm iş süreçlerini IFS ERP üzerinden yönetmesini sağlayacak.
Makina ve ekipman imalatı sektörü, müşterilere özel
üretim ve tasarım yaptığı ve satış sonrası servis de dahil olmak üzere ürün
yaşam döngüsünün tamamında hizmet verdiği için kendine özgü uygulamalara
gereksinim duyuyor. Baykal Makine de bu sektörün önemli oyuncularından biri
olarak esnek, hızlı, özelleştirilebilir bir ERP sistemine geçmeyi hedefliyordu.
Baykal Makine, IFS Türkiye’den aldığı IFS ERP hizmeti
sayesinde tüm süreçlerini konfigüre edilebilir bir yapıda yönetebilecek.
Tasarım, Ar-Ge, satış ve satın alma, farklı modlarda üretim yönetimi, planlama,
finans, muhasebe, depo, stok yönetimi, bakım, satış sonrası servis, kalite ve
doküman yönetimi gibi tüm süreçlerde IFS ERP çözümü kullanılacak. Bu sayede
Baykal Makine bütün operasyonlarında ihtiyaç duyduğu çevikliğe kavuşacak ve
verimlilik artışı, stoklarda düşüş, yönetim süreçlerinde kontrol ve müşteri
memnuniyetinde yüzde 100 artış sağlayacak.
IFS ERP Makine Çözümü
Baykal Makine’de hayata geçirilecek olan IFS ERP Makine
Çözümü; ürün tasarımı sürecinden başlayarak müşteriye özel ürün yapılandırması
ve teklif verme süreçlerinin yönetilmesi, gelişmiş üretim planlama yöntemleri,
detay üretim planının oluşturulması, imalat süreçlerinin takip edilmesi ve seri
takipli makina parçalarının IFS ERP Satış Sonrası Servis modülüne aktarılması
gibi ana konuların yönetilmesini sağlıyor. Ayrıca Envanter Yönetimi ve Satış
Sonrası Servis uygulamalarında mobil (El Terminali - Barkod) uygulamalara imkan
veriyor. Detaylı işlevselliğe sahip CRM (Müşteri İlişkileri Yönetimi), Kalite
Yönetimi, Bakım Yönetimi, Doküman Yönetimi ve B2B uygulamalarıyla makina ve
ekipman imalatı sektörünün ihtiyaçlarını uçtan uca karşılıyor. Tüm dünyada
makina imalat sektöründe 200`ün üzerinde müşteriye sahip olan IFS ERP, 10 yılı
aşkın süredir proje uygulama tecrübesi ve makina sektöründeki proje deneyimleri
ile sektörel uzmanlık kazanmış olan danışmanlık ekibi ile işletmelerin
ihtiyaçlarına uygun çözümler sunuyor. Özetle IFS ERP Makine Çözümü,
kullanıcılarına şu avantajları kazandırıyor:
•Ürün tasarım sürecinden başlayarak müşteriye özel ürün
yapılandırılması (konfigürasyon yönetimi) ve teklif verme sürecinin yönetilmesi
•IFS Gelişmiş ürün konfigürasyon modülü ile interaktif,
hızlı ve doğru biçimde siparişin alınması
•Mühendislik çalışmalarının takibi, yeni tasarlanan
ürün ile ilgili teknik resim ve revizyonlarının yönetimi, projenin her
aşamasında izlenebilirlik
•İmalat aşamasında yapılan tüm değişiklik ve
revizyonların kayıt altına alınması
•İmalat konfigürasyonunun satış sonrası servis modülüne
otomatik olarak atılması sayesinde seri takipli parçaların takibi
•Makina teslim tarihi ile ilgili termin verebilme ve
verilen terminlerin IFS ile takibi sayesinde tam zamanında teslimat
•CRM, Kalite Yönetimi, Bakım ve Doküman yönetimi
entegrasyonları
•Tedarikçi değerlendirme sistemi
•Satış sonrası servis yönetimi ile müşterilerle daha
yakından temas
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)